Kültürün, üzerinden çok yönlü okunabileceği bir alan olan mutfak Diyarbakır‘da -elbette yeryüzünün her yerinde olduğu gibi- çok şey anlatır. Örneğin bölgede hangi etnik ve dini kimlikler yaşamış, yaşamakta; hangi ev hangi kimliği temsil eder, sosyal yaşamdaki baskın günler nelerdir, bu günler nasıl geçirilir vb. soruların yanıtları bazen önemsiz gibi görünen bir yemek tarifinden kolayca bulunabilir.
Bir aşçıbaşı ve iki mutfak şefi 200 sosu tek tek hazırlayıp meraklısı için bir kitapta topladı. Sos Hazırlama ve Pişirme Teknikleri Bir aşçıbaşı ve iki mutfak şefi kolları sıvadı, 200 sosu tek tek hazırlayıp meraklısı için bir kitapta topladı. ‘S.O.S’ adlı kitaptaki tarifler, yemeklerine canlılık ve lezzet katmak isteyenlere ilaç gibi gelecek Türkiye’de ve dünyada
Osmanlı mutfağının en görkemli olduğu bir dönemde, 1717’de Lady Mary, Sultan’ın kızlarıyla yediği öğle yemeği için,”Kendimi cennette hissettim. Gördüklerim beni büyüledi” demiştir. Tuğrul Şavkay Osmanlı Mutfağı isimli eşsiz eserinde şu saptamayı yapar: “Osmanlı mutfağı diye bir deyim kullanıyorsak bunun anlamı, ancak başkent İstanbul’da en seçkin biçimini alan, imparatorluğunun bütün halklarının mutfak geleneklerine açık, buna karşılık
Uygarlıklara Giden Yol Mideden Geçer! Antik Çağ’dan günümüze, beslenmenin ve yiyecek-içecek kültürünün binlerce yıllık serüveninin anlatıldığı, Deniz Gürsoy‘un Yiyelim İçelim, Tarihini Bilelim – Dünden Bugüne Gastronomi adlı kitabı, internet satış noktaları ve kitapçılarda!.. “Yemek, bireyin en temel gereksinimi olduğu kadar toplumsal, hatta ulusal kimliğin oluşturucu öğelerinden biri olarak da nitelendirilebilir. Bu nedenledir ki, yemeğin toplumsal
Salçalardan turşulara, sucuklara, lakerdalara, reçellerden ezmelere, erişteden tarhanaya kadar birçok geleneksel lezzetin anlatıldığı İşlenen ve Saklanan Besinler Rehberi‘nde saklama yöntemlerine ilişkin pratik tarifler bulabilir, siz de evinizde reçel, konserve, turşu veya salça yapabilir, et ve balık gibi besinleri işleyerek nasıl saklayacağınızı öğrenebilirsiniz. Sebzeleri, meyveleri, yemişleri, tahılları, süt ve süt ürünlerini, et ve balığın yanı sıra
Ömür Akkor’un “Osmanlıdan Günümüze Yumurtalı Tarifler” adlı kitabı, okuyucuları Türk mutfağının zengin tarihi boyunca bir mutfak yolculuğuna çıkarıyor ve yüzyıllardır Türk mutfaklarında temel bir besin kaynağı olan çeşitli ve lezzetli yumurta bazlı yemekleri sergiliyor. Yazar: Ömür Akkor, ülkesinin mutfak mirasını korumaya ve paylaşmaya tutkulu bir Türk yemek araştırmacısı ve yazarıdır. Türkiye’nin farklı bölgelerinden geleneksel tarifleri
Uzak diyarlarla ilgili hayal kurarken aklınıza ilk gelenler, sokak pazarları, 5 yıldızlı restoranlar, çiftlik mutfakları, eski zaman hanları, görkemli üzüm bağları, küçük bira imalathaneleri ve egzotik baharatlardan oluşan bir gökkuşağıysa eğer “Dünya Mutfaklarına Seyahat: Sıradışı 500 Gurme Adres” iştah kabartıcı bu fantezilerinizi gerçekleştirmeniz için size yol gösterecek… Bu yolculukta lezzetin peşinde dünya turuna çıkacaksınız. Özel
Ufuk Kaan Altın Milliyet Cadde’de yayımlanan ve üç yıla yayılan restoran yazılarını “Benim Güzel Lokantalarım” adlı kitabında topladı. Gazeteci Ufuk Kaan Altın, okuru İstanbul’un çok iyi bilinen mekânlarının yanı sıra az bilinen mekânlarında keyifli ve lezzetli masalara davet ediyor. Alfa Yayınları’ndan çıkan kitapta gazeteci yazar, bizzat gidip gördüğü, lezzetlerini denediği lokantaları kendine has üslubuyla değerlendiriyor.
Türkiye’nin en eski 100 lokantasının tarihi hikayelerinin anlatıldığı “100 Tarihi Lokanta” isimli kitap Lokanta Dünyası ve Cinius Yayıncılık işbirliği ile raflardaki yerini aldı. Uzun araştırmalar sonucunda, asıl mesleği tıp doktorluğu olan Oğuz Erkara tarafından tespit edilerek yapılan birebir görüşmeler sonucu hazırlanan “100 Tarihi Lokanta” kitabı, Türk lokanta tarihinde yer alan işletmelerin hikayelerine ışık tutuyor. “100
Antep mutfağı konusunda çok sayıda kitap yazıldı. Fakat Gaziantep’in ev yemekleri denince bu sayı yok denecek kadar az. Şükran Sargın’ın bu kitabı o boşluğu dolduracak türden, kapsamlı bir eser… Kitabın tanıtımı ise şöyle: “Antep denince aklımıza yemekleri geliyor. Kebapçılarına, katmercilerine, kaymakçılarına, işine saygı duyan bütün ustalara çok şey borçlu bu şehir. Bir de Antepli kadınlara.
