Hünkar Lokantası mesleği kuşaktan kuşağa geçiren bir ailenin İstanbul’da kurduğu bir lokanta. 1950 yılında baba Talip Ügümü tarafından Fatih’te açılıyor. Ve 2000 yılı sonlarına dek bu ilk gözağrısı semtte mütevazi görünümlü ama yemekleri ile nam salan, Türk mutfağı denince akla ilk gelen isimlerden biri olarak hizmet veriyor. Daha sonra şehrin diğer semtlerine taşındığında Fatih müdavimleri
Rami Restaurant Sultanahmet’te 1989 yılında kurulmuş, sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin sayılı restoranlarındandır. Empresiyonist ressam Rami Uluer‘in anısına kurulan işletme müze restoran olma özelliğine sahiptir. Mekan içerisinde Ressam‘ın tablolarından ve özel eşyalarından örnekler bulunmaktadır. Üst düzey kalite ile konuklarını ağırlayan Rami Restaurant bulunduğu Sultanahmet güzergahı ve Sultanahmet Camii manzarası ile İstanbul’un büyüleyici tarihini bütün görkemi sunmaktadır.
Türk Osmanlı mutfağının en yetkin temsilcilerinden biri olan Hünkar Lokantası; mesleği kuşaktan kuşağa geçiren bir ailenin İstanbul’da kurduğu bir lokanta. 1950 yılında baba Talip Ügümü tarafından Fatih’te açılıyor ve 2000 yılı sonlarına dek bu ilk gözağrısı semtte mütevazi görünümlü ama yemekleri ile nam salan, Türk mutfağı denince akla ilk gelen isimlerden biri olarak hizmet veriyor.
Osmanlı mutfağının eşsiz lezzetlerini tatmak isteyenler için İstinye Park’da hizmet sunan keyifli ve nezih bir restoran Osmani. Zeytinyağlılardan, etli yemeklere deniz ürünlerinden geleneksel tatlılara, çok zengin bir Türk mutfağı menüsüne sahip olan Osmani, CNN tarafından da “İstanbul’un en güzel restoranları” arasında gösterildi. “Osmani Restaurant” geleneksel mutfağımızın aslına sadık kalma prensibiyle kurulmuştur. Günümüzün beslenme standartlarına uygun
Türk mutfağının tarihi simgelerinden Hacı Bekir, 200 yılı aşkın tarihsel kimliği ve deneyimi ile tatlı ve şekerleme sektöründeki lider konumunu sürdürmekte. Şekerci Hacı Bekir, Ali Muhiddin Hacı Bekir’in vefatından sonrası kurulan Ali Muhiddin Hacı Bekir şekercilik Ticaret A.Ş. ve Hacı Bekir San.A.Ş. isimlerindeki iki anonim şirket halinde faaliyetlerini günümüzde de sürdürmektedir. Amerika, Japonya, Güney Afrika,
Hepsi de birer gurme inceliğinde yetişmiş şeflerin hazırladığı menülerle zengin bir lezzet dünyasının sunduğu mutluluğu yaşayın… Sürmeli Brasserie, Türk ve dünya mutfaklarından seçkin örneklerin yer aldığı menüleriyle öğle yemekleri için ideal bir seçenek sunuyor. İstanbul Sürmeli’nin dinlendirici atmosferinde iş görüşmelerinizi yapabilir, dostlarınızla keyifli sohbetler eşliğinde yemeğinizi yiyebilirsiniz. Lobby katındaki Brasserie; kısa öğle molanızda damağınızda enfes
Neyzade, geleneksel lezzetleri arayanlar için Sirkeci’de bir lezzet durağı. 18.yy Osmanlı Saray dekorasyonuna minimalist yaklaşımla dekore edilmiş Neyzade Restaurant Anadolunun yüzyıllardır süregelen yerleşimcilerinin sosyal ve kültürel ilişkilerinin sonucunda ortaya çıkmış farklı pişirme metodlarıyla oluşmuş yöresel mutfağın tadını sizlere sunar. Buradan yola çıkarak bu farklı yaşam biçimlerinden etkilenmiş Türk mutfağının ne kadar zengin olduğunu tasavvur edebilirsiniz.
Boğaziçi’nde 19yy klasiği Osmanlı mimarisi Feriye Karakolu binası ağırladığı misafirlerini ister istemez insanı geçmişe götürüyor. Geçmişe derin bir köprü kuran bu kompozisyon günümüz çağdaş zamanın insanlarının damak tadına hizmet sunacak otantik bir mutfak kültürünü postmodernizm anlayışında sunmaktadır. Feriye Lokantası henüz ülkemizde 14-15 yıl önce başlayan Osmanlı mutfağına doğru yöneliş ve araştırmaların birikimlerini ve değerlendirmelerini akademik
Biz Develi olarak, Türk yemek ve tadlarını, nefis biçimler ve lezzetler ile, damağının tadını bilenlere sunuyoruz. İçkili Develi yemeklerinde, sofraya çeşitli soğuk ve sıcak mezeler gelir; patlıcan salata, abbugannuş, muhammara, tereyağlı humus, çiğ köfte, içli köfte, ezme salata, pilaki, künefe ve daha neler neler… Mezeler, yavaş yavaş, keyifle ve lezzeti hissedilerek yendikten sonra sıra ızgaralara
İstanbul’da bir lezzet durağı…Mısır Çarşısı’nın Haseki Kapısı girişinin üst katında muhteşem bir mekan sizi karşılamaya hazır: Bab-ı Hayat… Önceden depo olarak kullanılan beş odalı bu mekan uzun bir tadilattan sonra,”Bab-ı Hayat Restaurant“a dönüştü. Yüz elli kişilik oturma kapasitesine sahip Bab-ı Hayat‘ta ; Altın Yol, Ocaklı Sofa, Çifte Kasırlar ve Kubbe Altı bölümlerinde bezeme sanatlarının “Rumi”
