Ünlü Boşnak yemeklerini tatmak için Balkanlar’a uzanmaya gerek yok. Pendik’teki Sandzak mantıdan köfteye, börekten baklavaya, yöre mutfağının en leziz örneklerini sunuyor. İstanbul ve civarında hiç azımsanmayacak sayıda Balkan göçmeni yaşadığı halde, bu yurttaşlarımızın kendi yerel yemeklerini sundukları mekanların çok az oluşunu bir türlü anlayamamışımdır. Yıllardır iyi bir Balkan lokantası arayıp durdum. Meğer aradığım gibi bir
İstanbul’un ilk Çin Lokantasının kurucusu Wang ailesinin en büyük oğlu, artık Wang isimli mekanıyla İstinye’de hizmet veriyor. Karidesle doldurulmuş kalamar ve Şabu-Şabu adı verilen Çin fondüsü mutlaka tatmanız gereken lezzetler arasında. 1950’li yıllarda Formozalı Celalettin Wang Zin Shan adlı Müslüman Çin dilleri profesörü İstanbul Edebiyat Fakültesinde bir Çin Filolojisi bölümü kurmak üzere ailesiyle birlikte İstanbul’a
Galata’da, eski bir Fransız papaz okulunun binasında açılan Wisteria, hem zengin mönüsü hem de kaliteli yemekleriyle göz dolduruyor. Adını, mor salkım sarmaşığından alan mekan, İtalyan hamur işlerinde de iddialı. Galata’yı oldum olası severim. Yapıldığı 1384’ten beri görünümü hiç değişmemiş Galata Kulesi’nden Bankalar Caddesi’ne inen dar ve dik sokaklarında, en eskileri Cenevizlilerden kalma tarihi binaların arasında
İstanbul’da şekercilik, 132 yıllık geleneğe sahip Merkez Şekercisi gibi tarihi dükkanların varlığıyla öne çıkan bir meslek. Bu yazıda, Merkez Şekercisi’nin sahibi Mustafa Bey’in hikayesi üzerinden İstanbul’da şekerci olmanın tatlı ve tuzlu yönlerine değineceğiz. Mustafa Bey’in Hikayesi: 56 yaşındaki Mustafa Bey, doğduğundan beri Merkez Şekercisi’nde çalışıyor. Dedesinden devraldığı bu geleneksel dükkanda lokum, baklava ve ekmek kadayıfı
Adana’nın kuzeyindeki Karatepe kazılarında ortaya çıkarılan bir rölyefte, MÖ 8. yüzyılda yaşamış Hitit Kralı Asitavata’yı köfte yerken görürüz. Hizmetkarları yelpazelerle kralı serinletip, etrafta dolaşan sineklerden rahatsız olmamasını sağlarken; kral, müzik eşliğinde köftelerini atıştırmaktadır. Rölyefte bir çanak içinde üç köfte dikkati çeker. Dördüncü köfteyi sol elinde tutan kral, sağ eliyle de pideye uzanmaktadır. Arkasında, şarap sunmayı
Çin mutfağı Türkiye’deki en popüler dünya mutfaklarından biri olmasına rağmen tatlı-ekşi soslu tavuk ya da sebzeli noodle (çin eriştesi)’a alışabildik ancak. Ama Çin mutfağı bu lezzetlerden ibaret değil. Zaten bu lezzetler de aslına uygun değil. Bir Çin mutfağı severseniz ve ileride bir gün Çin’e seyahat etmeyi planlıyorsanız yemekler sorun olmaz diye düşünmeyin, yanılırsınız. Çünkü burada
Bitez’den sora sora bulabildiğiniz Bağarası‘nda, başka yerlerden farklı bir menü bulacaksınız. Bağarası gerçek köy lokantası. Bodrum’un Bitez semtinin henüz portakal bahçeleri sökülmemiş bölgesinde bir lokanta. Yaz-kış açık. havalarda yemek bahçede yeniliyor. Kötü havalarda, içinde mutfağı olan tek katlı köy evinin tek odasında ve odanın önündeki avluda oturuluyor. Bağarası’nın özelliği, yemeklerinin farkı lezzeti. Şimdilerde hemen her
Maslak denince akla gökdelenler, ofisler ve iş adamları gelir. Eğlence ve lezzet durakları ise bu semtten uzakta aranır. Fakat bu algıyı yıkmaya hazır bir mekan var: Ege’de Maya. Ege’de Maya, Nazmi Akbacı İş Merkezi’nin arkasında yer alan ve sizi Ege kasabalarına ışınlayan bir mekan. Mavi-beyaz dekorasyonu ile sanki Yunanistan’da ya da Alaçatı’daysınız gibi hissediyorsunuz. Mekanın
Kadıköy yakasının en yeni alışveriş merkezi Palladium‘un içindeki Ve adlı restoran, yemeklerinin çeşitliliğiyle şaşırtıyor. Közlenmiş patlıcan püresi ve tahin ile sunulan kuzu incik, kestane mantarlı bonfile ve Amerikan tarzı steak’lerin yanı sıra pizza, burger ve spagettilerin arasından seçim yapmak zor. Sabah’ın haberine göre alışveriş merkezlerinin food court diye adlandırılan yiyecek içecek katlarında yemeğinizi 20 dakikada
Alaçatı, bu yaz da en çok ilgi çeken tatil kasabalarından biri olmaya aday. Lezzet meraklıları için de önemli bir destinasyon olan Alaçatı’da son yıllarda “fine-dining” kategorisine giren birçok restoran açıldı. Bu da kasabanın havasını daha da yükseltiyor. Bu yaz Alaçatı’da lezzet durakları arayanlar için kapsamlı bir rehber hazırladım: Yüksek Kaliteli Lezzet Durakları: L’Escargot: Genç şef
Ünlü Boşnak yemeklerini tatmak için Balkanlar’a uzanmaya gerek yok. Pendik’teki Sandzak mantıdan köfteye, börekten baklavaya, yöre mutfağının en leziz örneklerini sunuyor. İstanbul ve civarında hiç azımsanmayacak sayıda Balkan göçmeni yaşadığı halde, bu yurttaşlarımızın kendi yerel yemeklerini sundukları mekanların çok az oluşunu bir türlü anlayamamışımdır. Yıllardır iyi bir Balkan lokantası arayıp durdum. Meğer aradığım gibi bir
İstanbul’un ilk Çin Lokantasının kurucusu Wang ailesinin en büyük oğlu, artık Wang isimli mekanıyla İstinye’de hizmet veriyor. Karidesle doldurulmuş kalamar ve Şabu-Şabu adı verilen Çin fondüsü mutlaka tatmanız gereken lezzetler arasında. 1950’li yıllarda Formozalı Celalettin Wang Zin Shan adlı Müslüman Çin dilleri profesörü İstanbul Edebiyat Fakültesinde bir Çin Filolojisi bölümü kurmak üzere ailesiyle birlikte İstanbul’a
Galata’da, eski bir Fransız papaz okulunun binasında açılan Wisteria, hem zengin mönüsü hem de kaliteli yemekleriyle göz dolduruyor. Adını, mor salkım sarmaşığından alan mekan, İtalyan hamur işlerinde de iddialı. Galata’yı oldum olası severim. Yapıldığı 1384’ten beri görünümü hiç değişmemiş Galata Kulesi’nden Bankalar Caddesi’ne inen dar ve dik sokaklarında, en eskileri Cenevizlilerden kalma tarihi binaların arasında
İstanbul’da şekercilik, 132 yıllık geleneğe sahip Merkez Şekercisi gibi tarihi dükkanların varlığıyla öne çıkan bir meslek. Bu yazıda, Merkez Şekercisi’nin sahibi Mustafa Bey’in hikayesi üzerinden İstanbul’da şekerci olmanın tatlı ve tuzlu yönlerine değineceğiz. Mustafa Bey’in Hikayesi: 56 yaşındaki Mustafa Bey, doğduğundan beri Merkez Şekercisi’nde çalışıyor. Dedesinden devraldığı bu geleneksel dükkanda lokum, baklava ve ekmek kadayıfı
Adana’nın kuzeyindeki Karatepe kazılarında ortaya çıkarılan bir rölyefte, MÖ 8. yüzyılda yaşamış Hitit Kralı Asitavata’yı köfte yerken görürüz. Hizmetkarları yelpazelerle kralı serinletip, etrafta dolaşan sineklerden rahatsız olmamasını sağlarken; kral, müzik eşliğinde köftelerini atıştırmaktadır. Rölyefte bir çanak içinde üç köfte dikkati çeker. Dördüncü köfteyi sol elinde tutan kral, sağ eliyle de pideye uzanmaktadır. Arkasında, şarap sunmayı
Çin mutfağı Türkiye’deki en popüler dünya mutfaklarından biri olmasına rağmen tatlı-ekşi soslu tavuk ya da sebzeli noodle (çin eriştesi)’a alışabildik ancak. Ama Çin mutfağı bu lezzetlerden ibaret değil. Zaten bu lezzetler de aslına uygun değil. Bir Çin mutfağı severseniz ve ileride bir gün Çin’e seyahat etmeyi planlıyorsanız yemekler sorun olmaz diye düşünmeyin, yanılırsınız. Çünkü burada
Bitez’den sora sora bulabildiğiniz Bağarası‘nda, başka yerlerden farklı bir menü bulacaksınız. Bağarası gerçek köy lokantası. Bodrum’un Bitez semtinin henüz portakal bahçeleri sökülmemiş bölgesinde bir lokanta. Yaz-kış açık. havalarda yemek bahçede yeniliyor. Kötü havalarda, içinde mutfağı olan tek katlı köy evinin tek odasında ve odanın önündeki avluda oturuluyor. Bağarası’nın özelliği, yemeklerinin farkı lezzeti. Şimdilerde hemen her
Maslak denince akla gökdelenler, ofisler ve iş adamları gelir. Eğlence ve lezzet durakları ise bu semtten uzakta aranır. Fakat bu algıyı yıkmaya hazır bir mekan var: Ege’de Maya. Ege’de Maya, Nazmi Akbacı İş Merkezi’nin arkasında yer alan ve sizi Ege kasabalarına ışınlayan bir mekan. Mavi-beyaz dekorasyonu ile sanki Yunanistan’da ya da Alaçatı’daysınız gibi hissediyorsunuz. Mekanın
Kadıköy yakasının en yeni alışveriş merkezi Palladium‘un içindeki Ve adlı restoran, yemeklerinin çeşitliliğiyle şaşırtıyor. Közlenmiş patlıcan püresi ve tahin ile sunulan kuzu incik, kestane mantarlı bonfile ve Amerikan tarzı steak’lerin yanı sıra pizza, burger ve spagettilerin arasından seçim yapmak zor. Sabah’ın haberine göre alışveriş merkezlerinin food court diye adlandırılan yiyecek içecek katlarında yemeğinizi 20 dakikada
Alaçatı, bu yaz da en çok ilgi çeken tatil kasabalarından biri olmaya aday. Lezzet meraklıları için de önemli bir destinasyon olan Alaçatı’da son yıllarda “fine-dining” kategorisine giren birçok restoran açıldı. Bu da kasabanın havasını daha da yükseltiyor. Bu yaz Alaçatı’da lezzet durakları arayanlar için kapsamlı bir rehber hazırladım: Yüksek Kaliteli Lezzet Durakları: L’Escargot: Genç şef
