Aitor’un parmakları ince ve uzun. Adeta okşar gibi ayıklıyor kalkan balığını. Usul usul. Dokusunu bozmamaya, parçalamamaya özen göstererek İngilizce konuşuyor Aitor. Ben de hafiften iğneliyorum onu, “You seem to have a deep respect for the fish. This is beyond the love of fish/Sevmenin ötesinde derin bir saygı duyuyorsun galiba balığa.” Aynen öyle… Bir yandan dikkatini…