Dondurmacci

70’li yıllarda onlu yaşlarında bir çocuk sıcak yaz günleri öğlenden sonra kulağı yolda bir satıcı nidasını beklerdi “Dondurrmacciiiiiii”!

Kaymak, limon ve kakao bu aşkın en saf en katkısız haliydi… İşte o günlerde başlayan platonik bir sevdanın, bugün artık ilan-ı aşkıdır “Dondurmacci“.

Anadolu’nun, yüzyılların süzgecinden geçerek gelen lezzet ve aromaları, günümüzün teknoloji ve bilgisiyle yoğrulunca ortaya çıktı tüm doğallığı ile. Günümüz toplumunun bir ihtiyacı var doğala dönmek!

İşte bu tutku ve ihtiyaç bize yön verdi ; olanaklarımız ve bilgimiz elverdiğince, araştırarak, deneyerek, sorarak, danışarak ve öğrenmeye çalışarak ama her aşamasında kendi çabamızla üretiyoruz, kullandığımız girdilerimizi ve ana maddemizi çok özenle seçiyoruz ve kendimiz işliyoruz aşkla…

Sütümüz çok ama çok özel, hijyen koşullarına hassasiyetle uyulan ari ırk bir çiftlikten alıyoruz sütümüzü ve işliyoruz.

Isparta’nın gülü, Çeşme’nin sakızı, Bodrum’un mandalinası, Antep’in fıstığı, Giresun’un fındığı, Datça’nın bademi, Antalya’nın portakalı, bergamutu, Bursa’nın şeftalisi, vişnesi, çileği, Maraş’ın sahlepi, Aysun hanımın özenle büyüttüğü ve gözü gibi baktığı asil kızlarından elde ettiği iksiri o güzel sütü ile buluşuyor. Dünya’nın lezzetleri de başka bir boyut katıyor, vanilyası, kakaosu, kahvesi, safranı, lavantası, konyağı, amarettosu…

Bir dünya kültürü dondurma, Anadolulusu, İtalyan’ı, Fransız’ı ve Amerikan’ı, serti, yumuşağı, sütlüsü, meyvelisi…

Hepsinin de ortak bir noktası var; tatlı soğukluğun içimizde yarattığı o sıcak mutluluk!

İşte bu duygu sürüklüyor çocuğunu, gencini ve yaşlısını peşinden.

Bizi, tüm “Dondurmacci” leri çok mutlu ediyor bu aşkın peşinden koşmak, tam yakaladık dediğimiz anda yeni bir kapı açıyor peşinden gitmemiz için bir daha…