FREE WORLDWIDE SHIPPING OVER $100

LAST CALL: LOWEST PRICE GUARANTEE 50% OFF. EXPLORE

Mekanlardan
Posted in

100 yıllık İtalyan efsanesi L’Originale Alfredo yakında Türkiye’de

Posted in

Doğum yaptıktan sonra sağlığı bozulup iştahı kesilen eşini; elleriyle yaptığı ve sonra adını alacak tadına doyulmaz fettuccine’si ile iyileştiren Sinyor Alfredo’nun 1908 senesinde Roma’da açtığı efsaneleşmiş lokantası, “Cafe Ristorante Alfredo” kuruluşunun 103. yıldönümünde iş adamı Efe Kırmızıoğlu’nun şirketi BDI tarafından İstanbul’a geliyor.

L’Originale Alfredo 2011’in ilk aylarında Abdi İpekçi Caddesinde eski Mezzaluna’nın yerinde hizmete geçecek.

L’Originale Alfredo’nun Tarihçesi

1908 yılında, Alfredo Di Lelio çok çalışma isteği olan ve gastronomiye büyük ilgisi olan bir gençti. Ailesine ait olan küçük bir restoranla işe başladı, başarıya giden yolda devam etti ve eşsiz Fettuccine’si ile dünya çapında ün kazandı.

Hepsi oğlunun doğumu ile başladı, eşi zayıf düşmüştü. Alfredo, eşinin iştahını arttırmak için besleyiciliği azalmamış olan bir yemek hazırlamak için mutfağa girdi. Ve böylece el yapımı ve undan daha hafif, tereyağı ve yüksek kalite parmesan ile terbiye edilmiş olan Fettuccine’sini yaratmaya başladı. Makarnayı hazırladıktan sonra karşısında annelerin koruyucusu olan Santa Ana belirir ve şöyle der: “Eğer beğendiysen, söyle bana, beğenmediysen, ben kendim yerim.”

Eşinin tabağı kabul ettiği o andan sonra, genç İtalyan’ın hayatında radikal bir değişime neden olan “le Maestosissime Fettuccine” dünyaya geldi. Kendi restoranını açtıktan sonra, büyük özenle dünyanın her tarafından gelen müşterilerinin sempatisini kazandı, Amerikan sinemasının meşhur çifti Douglas Fairbanks ve Mary Pickford’un ziyareti ile ün kazandı ve mutfağını çok beğenmeleri nedeniyle büyük minnettarlıkla ona altından bir kaşık ve çatal hediye etmeleri ile bu çift mekânın amblemi haline geldi.

Daha sonra asa, onun “Fettuccine’nin İmparatoru” olarak tanınmasını sağlayan diğer yemekler arasında “Rubias” gibi yeni spesiyaller geliştiren Fettuccine Kralı olma sanatını ve mesleğini zenginleştiren ünlü selefinin oğluna II. Alfredo’ya geçti. Babadan oğla ve oğuldan toruna, tüm dünyayı dolaşarak imparatorluğunun sınırlarını genişletme başarısının sahibi asil ve azametli III. Alfredo’ya geçti.