Gurmelerden
Posted in

Sabahları büryan kebabı

Posted in

Batman’ın Diyarbakır’dan kopup il olmasının üzerinden henüz 20 yıl geçti. Şimdi nüfusu hızla artıyor ve kent kültürünü oluşturmaya çalışıyor. Bu çerçevede Batman mutfağı da oluşuyor. En tanınmış yerel yemekleri tırşik. Türlünün daha etli ve patlıcanlı halinin güvece konulmuşu diyebiliriz. Hemen her evde ve her lokantada bulunuyor. Bulgur kullanımı da çok yaygın. Et Batman’da da çok tüketiliyor. Ama kebap fazla değil. Her türlü sulu yemeğe et konuluyor. Bir de Diyarbakır gibi, burada da sac tava geleneği sürüyor. Kısmen de döner gidiyor.

Ekmek tüketimi de bir hayli yüksek. Batman en çok ekmek ile eti tüketiyor. Eti de ekmekle yiyor, ekmeği de ekmekle. Bunun dışında Siirt’in perde pilavı burada çok tutuluyor. Bir de büryan kebabı. Bir et yemeği olmasına karşılık büryan sabah yeniyor. Öğleye ise bulmak zor. Ancak önceden siparişle oluyor. Batman’ın kent nüfusu 315 bine varmış, il nüfusu da 540 bini bulmuş. Dünün ilçesi bugün artık orta büyüklükte bir kenti haline gelmiş. Üstelik petrol arama, petro kimya tesisleri ile Batman etrafındaki diğer illerden daha hızlı gelişiyor. Binalaşması daha düzgün ve modern gelişmenin işaretlerini veriyor.

LOKANTA DEĞİŞİMİ
Kentin lokantaları da bu gelişmeye ve yapıya ayak uyduruyor. Eski lokantalar eski kent dokusunda klasikleşmiş, yenileri kentin etrafından konuşlanmış, daha büyük, geniş ve modern görünümlü hale gelmiş. Bu açıdan yenilerle eskiler arasında bir rekabet de başlamış. Eskileri daha çok yerleşik Batmanlılar, esnaf ve kamu çalışanları tercih ediyor. Yenilere ise dışarıdan iş yapmaya veya turizm amaçlı gezmeye gelenler ilgi gösteriyor. Zaten yenileri de çevre yolları üzerinde kurulu.

BATMAN MUTFAĞINA KADIN ELİ DEĞDİ
Diyarbakır’a gelmişken Batman’a geçmekte tereddüt göstermiştim. Doğru dürüst mekan bulunur mu diye. Ama hem kent sandığımdan daha büyük ve modern, hem de yemek mekanları Diyarbakır’ı aratmayacak cinsten. Modern ve gelişmiş. Bunlar arasında Villa Park, dünya mutfağından örnekler sunan Malikhane, yeni yerine taşınan Kazım Usta yeni açılmış. Yeniler arasında bulunan Beyazsaray Yöresel Ev Yemekleri‘ni ise kadınlar işletiyor. Bu yıl başında Semra Yılmaz tarafından açılan mekanın tüm çalışanları kadın. Ev ve yöresel yemekler yapıyorlar. Burada da mantı ve içli köfte öne çıkıyor. Tabii ki Batman güveci veya tırşik de bulunuyor. Batman’da yemeğin ardından eğer kentin merkezindeyseniz Meydan Çay Evi‘nin közde pişirilen çayından içmenizi öneririm.

Şarkı yazmaya ve görmeye değer
Batman’a Diyarbakır’dan gelirken uğranabilecek tarihi bir yer Malabadi Köprüsü. İki kent arasındaki mesafeyi sadece 20 dakika uzatıyor. Köprü görkemli, şarkı yazmaya da, görmeye de değer. Hasankeyf ise Midyat’a doğru gideceklerin yolu üzerinde. Geçen yüzyılın ortalarındaki küçük Anadolu kasabasını andırıyor. Daha çivi bile çakılmamış, yeni bina yok. Yeni inşaat yok. Her şey eski, makul ölçülerde. Çünkü baraj yapıldı yapılacak derken 1960’dan sonra Kimse inşaat yatırımı yapmıyor. Barajın da temeli atılamadı hâlâ. İyi ki atılamadı, belki yeri değiştirilir de, Güneydoğu’nun bu tarih harikası sular altında kalmaktan kurtulur. Hasankeyf’ten geçenler için köprü başında bir mekan önerimiz var. Ancak yaz aylarında Dicle Nehri üzerine kurulan baraka tipi lokantalarda ayakları suya bırakarak balık yemek de, kebap yemek de keyifli olabilir. Dicle’den çıkan şahut balığının şişi iyi oluyor. Yanma aşamasına kadar pişirilmesi ve yerken de yağlarının ayıklanması şart olan bir balık.

Abdurrahman Yıldırım

Kaynak: HT Tatil

Comments are closed.