“Bahçelere geldi bahar / Yeşil halı serdi bahar / Gel dedim gelmedi yar…” İhsan Tafralı’nın derlediği bu Kars-Azeri türküsü, baharın insan ruhuna kattığı coşkuyu ve tazeliği ifade ediyor. Bahar sadece doğayı değil, sofralarımızı da coşkuyla doldurur. Anadolu’nun dört bir yanında, özellikle Ege Bölgesi’nde doğanın kendiliğinden sunduğu yabani otlar, bahar sofralarına lezzet katıyor. Bu yazıda, bu otlarla yapılan bazı lezzetli tarifleri ve hikayelerini keşfedeceğiz.

Anadolu Mutfağında Bahar: Bahar, Anadolu mutfağının da canlandığı bir dönemdir. Can Yücel’in dediği gibi, “Bir çift yaprakmış dalında yumuşacık” diye başlayan bahar ayları, toprağın bereketini sofralara taşır. Mübadil teyzeler ve nineler, baharın her türlü yeşilliğini değerlendirmekte ustadır.

Sarmaşık Otunun Hikayesi ve Tarifi: Sarmaşık otu, baharın gelişini müjdeleyen ilk yabani otlardan biridir. Halk arasında “acı ot”, “bıcık”, “acı filiz” gibi isimlerle bilinir. Sarmaşık otu, İstanbul pazarlarında da bulunabilse de Anadolu’nun her köşesinde bu mevsimde bolca rastlanır. Sarmaşık otu, zeytinyağıyla kavrularak hazırlanır ve kolayca koparılarak ayıklanır. Bıçakla kesildiğinde tadı bozulur, bu yüzden elle ayıklamak en iyisidir.

Sarmaşık Kavurması Tarifi:

  • 2-3 demet sarmaşık otu
  • 2 adet ince kıyılmış pırasa (ya da taze soğan)
  • 2-3 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 3-4 yumurta
  • Tuz ve kırmızı pul biber
  • 1 çorba kaşığı rendelenmiş tulum peyniri

Hazırlanışı: Sarmaşıkları 2-3 parmak uzunluğunda çıt çıt kırarak ayıklayın ve yıkadıktan sonra süzülmeye bırakın. Pırasanın beyaz kısımlarını ince kıyıp zeytinyağında kavurun. Sarmaşık ve pırasanın yeşil kısımlarını ekleyin, tuz ve biber ekleyerek kavurun. Otlar yumuşadığında yumurtaları kırın. Yumurtalar piştikten sonra, üzerine tulum peyniri rendesi ekleyip sıcak servis yapın.

Gelincik Çiçeği ve Kullanımı: Türkiye’de 16 türü bulunan gelincik çiçeği, baharın simgelerindendir. İzmir yakınlarındaki Metropolis Antik Kenti’nde Demeter’in çiçeği olarak bilinir. Çocukluğunda gelincik şerbeti yapmayan yoktur. Gelincik yaprakları su ve limon tuzu eklenip çalkalanarak yapılan bu şerbet, birkaç gün güneşte bekletilerek hazırlanır. Fransa’da zeytinli ekmeklerde, Güney İtalya’da ise sarımsak ve zeytinyağı ile kavrularak tüketilir.

Yoğurtlu Papatya Tarifi: Bodrum yöresinde “dağlama” veya “alagömeç” olarak bilinen sarı papatyalar, haşlanarak sarımsaklı yoğurtla yenir. Ayrıca domatesli bulgurlu pilavı da yapılır.

Osmanlı Sarayında Ot Geceleri: Osmanlı Sarayı’nda baharda yapılan “ot gecesi”, Helvahane Ocağı’nda nane, darüfülfül, havlıcan, gül ve gelincik macunlarının kaynatılmasıyla gerçekleştirilirdi. Bu macunlar padişaha ve sarayın önemli şahsiyetlerine dağıtılırdı. Bu gelenek Dolmabahçe Sarayı’nda da devam etmiştir.

Çağla Badem Çorbası: Badem çağlası ve can erik, baharın müjdecisi sayılır. Taze asma yaprağından yapılan sarmalara mayhoş bir tat katmak için kullanılır. Gaziantep mutfağında çağlalı et yemekleri bulunur. Datça’da ise çağladan köfte yapılır ve zeytinyağında kızartılır.

Sonuç: Bahar, doğanın tazeliğini ve canlılığını sofralarımıza taşır. Anadolu’nun dört bir yanından gelen yabani otlarla yapılan yemekler, hem lezzetli hem de sağlıklıdır. Sarmaşık otundan gelincik çiçeğine, bu tariflerle baharın coşkusunu sofralarınıza taşıyabilirsiniz.

Kaynaklar:

  1. Akşam Gazetesi – Nedim Atilla
  2. Anadolu Mutfağı