Cunda benim için yıllanmış şarapla eş değerde…. Zaman geçtikçe sanki üzerine daha bir güzellik daha bir naiflik oturuyor. Cunda’nın dar sokaklarını gezerken ve ya eski taş Rum evlerine bakınca yaşanmışlığın izlerini hala görürsünüz. Ada’nın bir diğer büyük kültür mirası da tabii ki de mezeleri. Her bir restorandaki tarif kendine özgü. Kimi aileden kalan tarifler kimileri de adanın yerel halkından öğrenilmiş onun içinde her restoranda yediğiniz mezenin tadı fabrikasyon olmuyor… Balık ve zeytinyağlı mezelerin ağırlıklı olduğu Cunda mutfağının vazgeçilmez balıklarından biri Papalina diğeri de Adabeyi balığı. Papalina tava, Adabeyi ise ada usulu domatesli, yeşil biberli buğulama olarak pişirilen bir balık. İkisinin tadı bambaşka. Ve otlar…. İstifno, deniz börülcesi, susam otu, deniz fasülyesi, arapsaçı ve daha niceleri… Tarifleri de çok kolay, eğer Cumartesi günü adada olursanız muhakkak köylü pazarına uğrayın derim ve tüm bu otlardan alın… Otların körpe olmayan yanlarını ayıklayın ve iyice yıkayın. Kaynayan suyun içine bir tutam tuz koyduktan sonra pişirmek istediğiniz otu atın ve yumuşayana kadar haşlayın. Süzün üzerine zeytinyağ, sarımsak ve limon koyun. Kabak çiçeği dolması, sirkeli ve ya ızgara ahtapot, cikcik midyeleri, ızgara kalamar ve daha neler neler işte Cunda’nın tadlarından bir kaçı.
Canınız tatlı mı istedi o zaman ada lokması – hatta adanın en meşhur lokmacısı bu konuda lokma kursu da veriyor-, sakızlı dondurma ve mücevher gibi değerli bir tat olan Lor tatlısı. Sütten yapılan Lor tatlısını her zaman bulmak mümkün olmuyor… Bulduğunuz zaman da vişne reçeli ile muhakkak yemenizi tavsiye ederiz. Bir de adanın yerel tatlarından olan ev yapımı reçeller var, onları da kaçırmamanızı öneririz en çok da zeytin tatlısını.
NENA BEKLER
Comments are closed.