11 ayın sultanı Ramazan ayı, 11 Mart’ta başlıyor. Çoğu insan, oruç tutarken bazı önemli noktaları atlayabiliyor ve bu da sağlık sorunlarına sebep olabiliyor. Uzun süreli açlığın ardından iftar vaktinde vücuda fazla yüklenmek ve sahurda ağır yiyecekleri tercih etmek kan şekeri dengesizliğinden baş ağrısına, halsizlikten hazımsızlık sorununa; hatta kalp krizi gibi riski durumlara neden olabiliyor. “Bu sağlık sorunlarını yaşamamak için ne yediğimize dikkat etmeliyiz” diyen Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş, oruç tutarken yapılmaması gerekenleri açıkladı. 

Paylaşmanın ve bereketin simgesi olan Ramazan ayının gelmesiyle birlikte oruç tutan pek çok insan iftar ve sahur hazırlıklarına başladı. Bu dönemde de doğru beslenmenin, doğru tercihler yapmanın önemine vurgu yapan Fitoterapi Uzmanı Ümit Aktaş, börek, çörek, pide gibi karbonhidratlar ve tatlılarla dolu hazırlanan abartılı iftar sofralarının, kan şekerinin önce tavan yapmasına, sonra da aniden düşmesine neden olduğunu belirtti. Dr. Ümit Aktaş, “İftar ve sahurda yapılan yanlış seçimler, sağlığımız için tehlike saçıyor. Tüm gün hiçbir şey yemeyip sonra böreklere, tatlılara saldırırsanız kendinizi acilde bulabilir, hatta kalp krizi geçirebilirsiniz!” uyarısında bulundu.

İdeal bir iftar menüsünün çorba, et, balık ya da tavuk, zeytinyağlı bir sebze yemeği, ev yoğurdu veya ev turşusu ve mevsim salatasından oluşması gerektiğine değinen Dr. Ümit Aktaş, Ramazan ayında yapılmaması gerekenleri şöyle aktardı:

Ramazan’da en sık yapılan 10 hata ve Dr. Ümit Aktaş’tan sağlıklı öneriler

  • İftarda bir anda çok fazla yemek: Tüm gün yemek yemeyip iftarda bir anda sisteme yüklenirseniz, kendinizi bir hastanenin acil servisinde bulma ihtimaliniz de ciddi oranda artar.
  • Unlu çorbalar tercih etmek: Orucunuzu çorbayla açın, ama unla meyane edilmiş çorbalardan kaçının. İşkembe çorbası, kelle paça çorbası, kemik suyuna yapılmış sebze çorbaları orucunuzu açmak için harika seçeneklerdir. Ramazan ayında bamya çorbasının, yemeğinin yeri ayrıdır. Bamya içindeki müsilaj denen bir madde ile mide ve bağırsak duvarını adeta koruyucu bir sıva gibi kaplayarak iftar sonrası hazımsızlık problemini önler, sindirim sorunlarının önüne geçer.
  • Ara vermeden yemek: Çorbanın ardından yemeğe 20 dakika mola vermezseniz, kan şekeriniz fırlar ve beyniniz size daha çok yemeniz için emir verir. Sindirim sorunları yaşar, mide spazmları geçirir, hatta hastanelik bile olabilirsiniz!
  • Buğday ürünleri tüketmek: Kan şekerinizin dengeli seyretmesi için tüm buğday ürünlerinden, glisemik indeksi yüksek olan pilavdan ve tabii ki tüm tatlılardan uzak durun.
  • Susarım endişesi ile bir anda çok su içmek: İftar sırasında bir anda çok su içmek yerine, suyu dengeli tüketin. Bir anda içilen su, böbrekler tarafından aynı hızla vücuttan atılır. İdeali iftardan imsak vaktine kadar her yarım saatte bir, bir bardak su içmektir.
  • Enerji üretiminde hayati rol oynayan besinleri ihmal etmek: Ramazan’da yapılabilecek en büyük hatalardan biridir.  Sofranıza soğan, sarımsak, brokoli, lahana, karnabahar ve su teresi gibi sülfür zengini yiyecekler ekleyerek enerjinizi artırın.
  • Sahura kalkmamak: Sahura kalkmadan oruç tutarsanız ertesi gün işinize, gücünüze odaklanamaz, tüm günü açlık ataklarıyla boğuşarak geçirirsiniz. Börekle, çörekle, pideyle sahur yaparsanız da sabah kalktığınızda kanınızda çok miktarda insülin olur ve gün boyu çok acıkırsınız. Yumurtanın her türlüsü, harika birer sahur yemeğidir. Yumurtayı bol tereyağıyla pişirirseniz saatlerce tok tutar. Kavurma ya da geleneksel yöntemlerle yapılmış ya da sucukla hazırlanmış yumurta da iyi bir kombinasyon. Yanına bir de mevsim salatası eklerseniz, kan şekeriniz saatlerce dengeli seyreder ve ertesi günü rahat geçirirsiniz.
  • Baklagillerden faydalanmamak: Kuru fasulye, yeşil mercimek ve nohut gibi baklagilleri atlamayın. Baklagiller, hücrelerin enerji üretiminde elzem olan magnezyum açısından da zengindir. Ramazan ayı boyunca dolabınızda haşlanmış olarak muhafaza edip maydanoz, dereotu ve bol sızma zeytinyağı ile salata haline getirerek tüketebilirsiniz.
  • Bolca karbonhidrat tüketmek: Sahurda bol karbonhidrat tüketerek, pidenin üstüne reçel sürerek gün içinde şekerinizin düşmemesi için önlem aldığınızı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Bitkisel omega-3 yağları zengini ceviz, badem ve fındık gibi kuruyemişler açlık ataklarını kontrol altına almakta, enerji seviyenizi korumakta en büyük destekçinizdir. Ev yoğurdunun içine damak tadınıza göre kabaca doğranmış ceviz, badem ya da fındık ekleyin. Bu lezzetli karışımın üstüne bolca tarçın serpmeyi unutmayın. Bu mis kokulu baharatın kan şekerini dengelediği, açlık ataklarını önlediği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
  • Çok çay ve kahve tüketmek: Ramazan boyunca çay ve kahve tüketiminizi sınırlamaya çalışın. Çünkü her ikisi de vücuttan su atılmasına neden olur. Çay, kahve yerine aşağıdaki bitki çaylarını tercih edin.

Sağlıklı Ramazan için 5 bitki çay önerisi

Ihlamur çayı: Sadece soğuk algınlığı ile ilişkilendirdiğimiz ıhlamur, aynı zamanda harika bir mide ve bağırsak dostudur. Susuzluğu gidermeye de yardımcı olur.

Kimyon çayı: Mideyi rahatlatır, hazımsızlık ve gaz problemine iyi gelir.

Lavanta çayı: Susuzluğu gidermek için birebirdir.

Nane çayı: Sindirim sorunlarına karşı doğal bir ilaç olan nane çayı hazırlarken bahçe nanesi denen türü tercih edin. Bu, şifalı özellikleri olan tıbbi nanedir.

Papatya çayı: İftardan sonra sindirim sorunları yaşayanlara tavsiye ederim. Ancak kullandığınız papatyanın Alman papatyası olmasına dikkat edin.