Doğu Karadeniz’in kadim halklarından Gürcüler, derin tarihsel geçmişini yansıtan zengin bir sofraya sahip bir halk. Gürcistan’dan Kafkaslara, Anadolu’ya uzanan lezzet geleneğiyle bilinen Gürcü mutfağı, hamur işlerinden et yemeklerine geleneksel tatlarını korumayı başarmış. Bu lezzetlere ise ünlü Gürcü şarapları eşlik etmekte. Gürcü mutfağında kısa bir gezintiye ne dersiniz?
Karadeniz’in doğusunda ve Kafkas Dağlarının güneyinde yer alan Gürcistan, tarih boyunca Osmanlı Devleti ile gerek ekonomik gerekse toplumsal olarak yakın ilişkilerde bulunmuş. Bu ilişkiler sonucunda iki toplum da birbirinden etkilenmiş. Öyle ki 19. yüzyıl Osmanlı-Rus Savaşının bitiminden sonra Anadolu’ya büyük bir Gürcü göçü olmuş.
Bu göç ile birlikte başta Doğu Karadeniz olmak üzere Kastamonu, Bursa, Bolu civarı hatta güneyde Adana’ya kadar yayılan Gürcüler zaman içinde Anadolu kültür mozaiğinin bir halkasını oluşturmuş. Bulundukları yerlerde özellikle mutfakları, yöre mutfakları ile karşılıklı etkileşime girmiş. Tarım ürünleri bakımından verimli topraklara sahip Gürcistan, üretimini yaptıkları şarap, mısır ve cevizi Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yerleşmelerine rağmen her zaman Gürcü mutfağında yerini korumuş.
Gürcü Mutfağının Özellikleri
Gürcü mutfağının en dikkat çekici özelliği, ceviz ve mısırın çok kullanılmasıdır. Bunun yanı sıra sebze ağırlıklı mutfağa sahip olan Gürcüler, patlıcan, lahana, pancar ve pırasayı mutfaklarında sık sık tüketirler. Et olarak beyaz etin tercih edildiği mutfaklarında tavuk ile yapılan yemeklerin özel bir yeri vardır. Öyle ki tavuk etinin “Baja”da olduğu gibi cevizle ya da cevizli soslar eşliğinde tüketirler. Geleneklerine çok bağlı olan Gürcüler, Gürcistan’ın çeşitli bölgelerine özgü mutfaklarını her zaman koruyabilmişlerdir. Örneğin, Kaheti Bölgesi’nin en önemli özelliği şaraplarıdır. “Kahuri Gyino” adlı şarap ve annenizin yaptığı ekmek anlamına gelen “Kahuri dedas purebi” adlı ekmek Kaheti kökenli Gürcülerin sofralarında her zaman yer alır. “Papali” adını verdikleri mezeler bu mutfakta önemli bir yere sahiptir. Ve ıspanak, patlıcan, pancar ile bulundukları yörelere özgü otlarla hazırlanır.
Hiçbir zaman kahvaltısız güne başlamayan Gürcüler’in bir çeşit tulum peyniri olan “gudis kveli” kahvaltı sofralarının ana malzemesini oluşturur. Gürcüler kahvaltılarında her zaman çay içmeyi tercih ederler.
Gürcü’lerde Düğün Sofrası
Tüm toplumlarda olduğu gibi Gürcüler’de de düğün sofralarının çok özel bir yeri vardır. Geleneksel olarak düğün sofralarında masalara mutluluğun rengi olduğuna inandıkları mavi örtüler serilir. Ev fırınlarında yaptıkları ve “Dedispurebi” adını verdikleri ekmekler parçalanmadan masalara konulur. Konuklardan biri “tamada” olarak seçilir. Ve bu tamadanın kültürlü, güzel söz söyleyen, şarkı bilen ve sözü dinlenen biri olmasına dikkat edilir. Genellikle beyaz şarabın içildiği düğün sofralarında tamada ilk kadehi Allah ve yeni evliler için kaldırır. Düğün yemeği et çeşitleri, balık çeşitleri, mezeler, turşular, soslar, salatalar ve çeşitli yeşilliklerden oluşur. Özellikle dananın sırt bölümünden haşlanarak yapılan yemek, parçalandıktan sonra sıcak olarak tüketilir. Bu etten geriye kalan kemik kısmına ise konukların hatıra olarak imza atması bir başka gelenektir. Bir çeşit peynirli börek olan “haçapuri” ve mısır unundan yapılan “çadi” de bu diğer geleneksel lezzetlerini oluşturur. Düğün sofralarında şarabın yanı sıra, meşhur maden suları borjomi ve limonata da tüketilen diğer içkilerdir. Düğün yemeği mutlaka meyve ve tatlı ile sonlandırılır.
(Not: Gürcü mutfağı lezzetlerini keşfetmek isteyenler, Beyoğlu Privato Cafe‘de Gürcü şarapları eşliğinde bu lezzetleri tadabilirler.)