Füzyon tanım olarak “birleşme” demek. Yemek kültürüne son yıllarda damgasını vuran “füzyon mutfağı-fusion cuisine” en basitinden “dünya mutfaklarına ait farklı yemek anlayışlarının sentezlenip, yeni mutfaklar, yeni yemekler, yeni lezzetler” yaratılmasıdır diyebiliriz. Örneğin Türk mutfağından bir kebap yemeğinin, deneysel tarza yeniden yorumlanıp, onu bir Uzakdoğu sebzesi garnitürü ya da Fransız mutfağı sosuyla sunulması ve bu şekilde yeni yemekler üreterek “sentez mutfak kültürü” oluşturmak gibi. Füzyon mutfağı tanımı konusunda yemek uzmanı Refika Birgül‘ün yazısı oldukça ilgi çekici ve öğretici:
Türk füzyon mutfağı
“Füzyon” diye adlandırılan mutfak tekniğinin de benzer bir özelliği vardır. Dünya mutfaklarının farklı özelliklerinin bir araya getirilmesinden, kaynaştırılmasından oluşur. Ortaya bomba gibi sonuçlar çıkabilir; parmak ısırtacak güzellikte yemekler ya da bir dağınıklık, hatta felaket…
Özellikle son otuz yılda, seyahat imkanlarının artması ve televizyon ve internet gibi araçlar sayesinde, farklı yemek kültürleri, malzemeler ve teknikler tanışıp yakınlaştı. Göz görür, gönül ister oldu. Türlü türlü tada ulaşabilmek kolaylaştı. Farklı mutfaklara ait bazı sosları her tür yemekte her gün kullanır, yapması saatler alan bazı yemekleri şipşak hazırlayabilir olduk.
Füzyonu üç farklı şekilde düşünebiliriz. Bunların ilki, farklı kültürlere ait yakın bölgelerin yemeklerinin karışımı. Eklektik diye de adlandırılan ikinci şekilde, bir yemek kültürü belirleyici olmakta, ancak diğer mutfakların teknik veya malzemeleri de kullanılmaktadır. Son olarak, herhangi bi mutfak belirleyici olmadan tüm dünya mutfaklarının bir araya getirilmesidir.
Pek çok kaynağa göre, “füzyon mutfağı” tabiri Kaliforniya’dan çıkmış ve dünyaya yayılmıştır. Aslında bu yemek yapma tarihinde hep olan birşeyin isimlendirilesidir. Örneğin biz, dünya tarihinin belki de en oturmuş füzyon mutfağı olan Osmanlı mutfağının mirasçılarıyız. Geniş ve dört mevsimi yaşayan topraklara yayılmış ve Bizans ve İslam motiflerini harmanlayıp hazmetmiş bu imparatorluğun yüz yıllar içinde oluşmuş mutfağını devralmışız.
Böyle bir kültürün evlatları olarak dünyadaki bu kaçınılmaz değişiklikte önemli bir rol almamız mümkün ve bunu yaparken aslında çok uzaklaşmamıza gerek yok; gereken herşey damarlarımızda mevcut, biraz daha özgür bir bakış açısı, bir parça cesaret ve inançla bunlar mümkün.
Refika Birgül
Kaynak: www.refikaninmutfagi.com