Gurmelerden
Posted in

Manzara eşliğinde taze balık keyfi: Marintürk Temenye Balıkçısı

İstanbul’un en yeni marinası Marintürk‘te hizmet veren ve ismini Pendik’in eski adlarından birinden alan Temenye Balıkçısı‘nın hem balıkları hem mezeleri kaliteli. Manzarası da cabası. Uçsuz bucaksız bir kent İstanbul. Bir yandan Anadolu yakasında Kocaeli ile birleşmiş durumda, öte yandan Trakya’da Bulgaristan sınırına doğru hızla gelişmesini sürdürüyor. Doğma büyüme İstanbullu olduğum halde İstanbul’un yeni mahallelerini takip edemiyorum. İsimlerini okuduğumda kafamda buralar ile ilgili bir görüntü canlanmıyor.

Yakın zamanlara dek fundalıklardan oluşan topraklar üzerine kurulan İstanbul’un bu yavru kentlerine yolum düştükçe, kimileri gökdelenlerle donatılmış, çoğu şık bu yeni mahalleleri şaşkınlıkla izliyorum. Beni daha çok bu gibi yerlerdeki yemeiçme mekanları ilgilendiriyor. İstanbul’un yeni kentlerinin çoğunda büyük alışveriş merkezleri ve oralarda da nedense daha çok İngilizce ‘food court’ tanımı tercih edilen, yemek mekanlarının bulunduğu bölümler var. Bu bölümlerdeki mekanlar hemen hemen bütün AVM’lerde aynı ve bunların tamamına yakını irili ufaklı fast-food büfeleri. Hoş manzaralı, şık, yemekleri kaliteli restoranlara genellikle rastlanmıyor. Hep düşünürüm; insanlar kültür etkinliklerinden pay almak, iyi bir yemek için neden dört bir yandan kalkıp şehrin merkezine akın etsinler? Kördüğüm haline gelen İstanbul trafiğini rahatlatmanın yolu, yeni semtlerde AVM’lerden daha farklı, daha hoş ortamların çoğalmasına bağlı. Metro sistemi devreye girip oturuncaya kadar bugünkü trafiğin keşmekeşten kurtulacağını sanmıyorum. Ama hiç değilse eğlence ve üst düzey bir restoranda yemek yemek için insanları yaşadıkları semtlerde tutmanın yolları aranabilir. Balık avlanma yasağının kalkmasından sonra, geçen akşam Pendik’teki kentin en yeni marinası Marintürk’te hizmet veren ve ismini Pendik’in eski adlarından birinden alan Temenye Balıkçısı’na gittim. Teknelerin bağlı olduğu kısım bir yana bırakılırsa, burası da bir alışveriş merkezi. Ama yemek mekanları, deniz manzarasını görecek biçimde yerleştirilmiş. Balık restoranının önünde geniş bir teras var. Açıkta demirleyen gemiler, tersanelerin ışıkları ve marinada bağlı tekneler çok hoş bir görünüm oluşturuyor. Sabiha Gökçen Havalimanı ve civarından başlayan, Tuzla, Pendik, Kartal gibi Anadolu yakasının uzak noktaları da son yıllarda modern sitelerle donatıldı. Buralarda birçok Anadolu kentinden daha fazla insan yaşıyor. Temenye Balıkçısı stratejik açıdan doğru bir noktada. Boğaz balıkçılarının iki usta ismi, Bebek Balıkçısı ve Boğaz’ın Anadolu yakasındaki Kordon Balıkçısı’nın işletmecileri burayı ortaklaşa açmış.

Deneyimli kişiler yeni bir işe kalkıştıklarında, isimleri yara almasın diye yeni yatırımlarına özen gösterir. Burada da öyle olmuş. Gerçi bayramın hemen ardından gittiğim için henüz balık ve meze çeşitleri beklenen düzeye ulaşmamıştı ama olan çeşitlerin kalitesi hemen fark ediliyordu. Avlanma mevsiminin açılmasıyla birlikte ilk palamut avının bereketli geçtiğini medyadan öğrenmiştik. Açıkçası, arkadaşım ve ben de neredeyse bir yıllık aradan sonra tekrar palamut yemek için can atıyorduk. Mostradaki taptaze kırlangıçlara, barbunyalara ve birkaç çeşit Ege balığına dönüp bakmadık bile.

ŞARAPLARIN FİYATI MAKUL
Mezeleri de dolaptan seçtik. Patlıcan salatası, kaya koruğu, çok taze oldukları hemen belli olan iri ayıklanmış, üzerine zeytinyağı limon dökülüp servis edilmeyi bekleyen karidesler, ahtapot, iri Bombay fasulyesinden pilaki, patlıcan salatası, zeytinyağlı yaprak sarma, beyaz peynir, Marmara uskumrusundan çiroz, meze dolabında gözüme çarpan çeşitlerdi. Sofraya önce zeytinyağı ve yanında siyah ve yeşil zeytin ile ekmekler getirildi. Biz, mezelerden patlıcan salatası, ahtapot salatası, çiroz, ortaya ince kıyım bir yeşil salata, ara sıcak olarak da balık köftesi söyledik. Servis edilen mezeler dolaptaki görünüşlerinden çıkardığım gibi, taze ve lezzetliydi. Çiroz için uskumru bulmak giderek zorlaştığından, İstanbul’un içkili lokantaları çiroz mezesini unuttu. Burada da çirozlar sirke içinde yüzüyordu ve sofraya sirkesiyle getirildi. Oysa sirkede bekletilen çirozların sirkesi yeneceği zaman dökülür, üzerine bolca zeytinyağı ve dereotu serpilir. Çirozu garsonla mutfağa geri gönderdim, ne yapması gerektiğini söyledim. Tekrar getirildiğinde nefisti. Özlemini çektiğim çirozun ardından, ikinci özlem duyduğum balık, takoz dilinmiş palamut tava getirildi. Büyük bir tabak içinde, yanında kremalı patates ve roka yapraklarıyla sunulmuştu. Gerçi palamutlar mevsim gereği henüz nispeten ufaktı. Ama lezzetine söylenebilecek bir şey yoktu. Yemeğin üstüne dondurmalı irmik helvası, çikolatalı sufle ve karpuz seçenekleri bulunduğunu öğrendik; ancak birer okkalı kahve ile yetindik; 130 TL hesap bırakıp, İstanbulluların büyük bir kesimi için ‘dünyanın öbür ucunda’ sayılabilecek Marintürk içindeki bu başarılı balık lokantasından mutlu ayrıldık.

Deniz Erbil

Kaynak: Sabah Gazetesi

One Reply to “Manzara eşliğinde taze balık keyfi: Marintürk Temenye Balıkçısı”

  1. iclal

    19.01.2014 Pazar günü bu mekanda idik. (Pendik Marina/Temenye Balıkçısı) Son derece saygısız/nezaketsiz çalışanları var. Mekan sahibi ivedilikle çalışanlarını bir eğitim programına dahil etmelidir. Gitmenizi tavsiye etmiyoruz.

Comments are closed.