Gurmelerden
Posted in

Geleneksel Japon yemeklerinin adresi: IOKI

Posted in

İstinye’de yeni açılan İoki‘de, suşi dahil geleneksel Japon yemeklerinin birçoğunu bulmak mümkün. İyi bir Japon restoranının olmazsa olmazı, yiyeceklerin göze de hitap etmesidir. Mekan bunun için daha fazla çaba göstermeli.

Yapımı ustalık isteyen, kurallarına uygun biçimde yapılırsa, sağlıklı ve hafif bir yemek olan şuşinin iyisini bulmak maalesef kolay değil. Mönüsüne birkaç Japon yemeği eklenmiş suşi barlar epeydir ilgi görüyor. Ama kaliteli Japon restoranlarının sayısı parmakla sayılacak kadar az. Bunlar, genellikle klasik Japon restoranlarının temsilcileri. Ancak Japon mutfağı öyle ucuz bir mutfak değil. Dünyanın her yerinde Çin restoranları ve civara yaptıkları paket servisleri, karınlarını makul bir ücretle doyurmak isteyenleri buralara çeker. Ama Japon restoranları farklı bir kategoridedir. Artık her köşe başında karşımıza çıkan, ağzının tadını bilen bir Japonun tüylerini diken diken edebilecek düzeysizlikteki suşi barları bir yana bırakırsak, gerçek Japon restoranlarında bulabileceğiniz yemekler ister klasik, ister modern anlayışı yansıtsınlar, büyük titizlikle hazırlanmışlardır. İyi bir Japon restoranında servis edilen yemekler, yapımı ve sunumuyla birer sanat eseri gibidir. Porsiyonlar küçüktür, ama tabağa özenle yerleştirilmiştir. Çünkü Japon yemeklerinin mutlaka göze hitap etmesi beklenir. Malzemelerin renkleri, dokuları ve bir araya getirildiklerinde damak ve göze yansıttıkları uyum çok önemsenir. Birkaç mükemmel örneğini tadabilme şansını bulmuş bir kişi olarak, gittiğim her yerde suşileri beğenemiyorum. Dolayısıyla mümkün olduğunca da yemiyorum. Geçende yemek zevkine güvendiğim bir arkadaşım, İstinye Poligon Mahallesi gibi, yemek sektöründe adı geçmeyen bir bölgede, zengin suşi çeşitleri de bulunan İoki adlı iyi bir Japon lokantası açıldığını söyleyip, beni buraya, öğle yemeğine davet etti. Bizi kapıda güler yüzlü servis yöneticisinin karşıladığı İoki, küçük bir mekan; havalandırma iyi değil. İçeri girince, burnunuza yoğun kızartma yağı kokusu geliyor. Neyse ki kış bahçesi olarak kapatılmış, Ufo’lar ile ısıtılan ön tarafı var. Burası biraz serin olsa da, hiç değilse gözü okşayan bir koruluğa bakıyor, yağ kokusu da buraya kadar ulaşmıyor. Biz, İoki’nin hem suşilerini hem de belli başlı ana yemeklerini tatmak istedik. Zengin suşi seçenekleri arasından altı parçalık bir porsiyon, İstanbul Ebi Roll adı verilmiş, tavada kızartılmış karides, salatalık, acılı orkinos ve acılı sos ile hazırlanan suşilerden, birer tane de yılanbalığıyla yapılmış Unagi, adlı daha iri suşilerden ısmarladık. Suşiler, estetik özen gösterilmeden, bir tabağa rastgele sıralanmış servis edildi. Ardından bir porsiyon, sığır etinden yapılmış teriyakiyle yine sığır etinden teppannaki söyledik. Arkadaşım kola içti, ben de bir kadeh vasat Türk şarabı istedim.

TERİYAKİ BAŞARILI, TEPPANYAKİ DEĞİL
Garson, teriyaki etinin nasıl pişirilmesini istediğimizi sordu. Teriyaki, yanında sebzeli udon eriştesiyle sunulan, ızgarada piştikten sonra ince dilimlenmiş bonfilenin adı; özelliği sosunda. Yemek, isteğimize uygun biçimde pişirilmişti. Teriyaki’nin sosunu da başarılı bulduk. Demir tavada, yanında sebzeleriyle pişirilip aynı tavada servis edilen teppanyaki, teriyaki kadar başarılı değildi. Et fazla pişmiş, kurutulmuştu. Yemeğin üstüne füzyon brownie, dondurmalı kızarmış muz gibi tatlılara ilgi göstermeyip kahveyle yemeğimizi noktaladık. İki kişi 150 lira hesap ödedik. Sanırım ben yine suşi barlardan uzak durmaya devam edeceğim.

Deniz Erbil

Kaynak: Sabah Gazetesi

Comments are closed.