Kiraz yaz mevsiminin en sevilen meyvelerinin başında geliyor. Meyve tabaklarının, kokteylerin, pasta ve tatlıların bu kıpkırmızı tadı, köken olarak gülgiller (Rosaceae) familyasından. Kirazın Latince adı Prumus avium… Herkesçe bilinen ve çok da sevilerek yenilen bir ilkbahar-yaz meyvesi olan kirazın, anavatanı da Anadolu olarak bilinmektedir. Kiraz o kadar Anadolu meyvasıdır ki, Giresun’un adı doğrudan kirazın eski bir adından gelmektedir. Tabiatıyla buradan bütün ılıman iklimlere yayılmıştır. Anadolu’nun kuzey-doğusuyla buraya komşu Kafkas arâzisinde bugün bile yaban çeşitlerine rastlanabilmektedir. Bugün yeryüzündeki çeşitleri binbeşyüze yakındır. Üzerinde yapılan genetik çalışmalar ve melezleme yöntemleriyle, meyva kalitesi yükselerek bu çeşitler daha da artmaktadırlar.
Kiraz ağacının, bizde görülmeyen bazı türleri 15 metre yükseğe kadar çıkabilmektedirler. Kiraz ağacı, beş-altı yaşına varmadan meyva vermemektedir. Öte yandan da 60-70 yıl ömürlü olabilen bir ağaçtır. Türkiye’de; aşlama, ballı, bing, dalbastı, karabodur, napolyon, uludağ ve sultânî gibi çeşitleri ün yapmıştır. En irisiyse Napolyon türüdür. Bunun yanında kırmızı, siyah, sarı, pembe ve çilli renkleri vardır.
Tâze yenilen meyvasından başka, hoşaf, reçel ve konservesi de yapılabilmektedir. Bunun yanında; çiçeği, kabuğu, sapı ve yaprağı ilâç olarak kullanılabilmektir. Doğrudan meyvasıysa, A ve C vitaminlarini ihtivâ etmektedir.
Kiraz kanı sulandırıp, temizliyor. Bunun gibi karaciğer ve safrayı temizliyor, böbreklerde biriken zararlı maddelerin atılmasına yardımcı oluyor.
Kirazın belli-başlı bir özelliği de belirgin biçimde zayıflatıcı olmasıdır. Halk arasındaki bir deyime göre: Kiraz, kendisini yiyen kişilerin boyunlarını sapı kadar inceltebilirmiş! Kiraz, insan hayâtına o derecede girmiştir ki, Çin ve Yunan mitolojilerinde bile yeri bulunmaktadır.
w