Mekanlardan
Posted in

Şarküteri anlayışını yenileyen adres: Namlı Gurme

Şarküteriyi bilinen formundan çıkarıp cafe&restaurant içeriğiyle birleştiren Namlı Gurme, birbirinden lezzetli peynir, zeytin, sucuk, pastırma, reçel, balkaymak gibi zengin kahvaltılık menüsünün yanında ızgaradan tatlıya, kahvaltıdan akşam yemeğine hazır, gurme konseptiyle Türkiye’de öncü bir isim.

2007’de Karaköy’de açıldıktan kısa bir süre sonra çok popüler olan Namlı, Ataköy ve Caddebostan şubeleri ile hizmetine devam ediyor. Üç kuşaktır devam eden bu serüvenin şu andaki sahibi Engin Mepa ile Food in Life konuştu…

“Bu iş bizim dede mesleğiydi, gözümüzü açar açmaz bu işin içindeydik. Babamız sucuk imalatçısıydı. Eminönü’nde bir şarküterimiz vardı. 1928 senesinde dedem kurmuş orayı. Pastırma, sucuk satarlarmış .” diyerek sözlerine başlayan Engin Bey 16 yaşlarındayken babasının yanında çalışmaya başlamış. Dükkanın isim babası ise dedesi. İyi ürünler ve iyi pastırma sattıkları için Namlı demiş dükkana. Engin Bey bir süre sonra ayrılıp kendi et imalathanesini (Namet) kurmuş. Daha sonra Namet’i satıp namlı gurme konseptini yaratmış. Bu konsept zaten Türkiye’de bir ilk. Namlı Gurme, Eminönü’nde senelerden beri sandviç, sıcak yemek, zeytinyağlı satan Engin Bey için tüm bu ürünleri bir arada sattıkları bir yer haline gelmiş. Öyle ki gün kahvaltıyla başlıyor kahveyle, tatlıyla, ızgarayla, balıkla devam ediyor… Namlı Gurme nerdeyse her gittiğinizde tıklım tıklım. “Doğru ürünü doğru hizmetle buluşturmak gerek, biz 45 yıldır bu işin alım satımını yapıyoruz “diyor Engin Bey.

Namlı Gurme, peynirlerini sezonluk yaptırıyor, pastırmalarını da özel olarak imal ettiriyor. Öyle ki amaçları bu bağlamda ciddi bir standart oluşturmak. 12 ay boyunca aynı kaliteyi sunmak. Kendilerini yurdun lezzet hazinelerini bulmayı misyon edinmişler. Engin Bey sıklıkla tüm Türkiye’yi karış karış gezip yerel lezzet avcılığına çıkıyor. Bu da doğal olarak bugün İstanbul’un en ünlü şeflerinin uğrak yeri olmalarını sağlıyor. Meraklısı geliyor Namlı’ya.

Eskiden insanlar akşamları yemeklerde toplanırlardı, şimdi kahvaltılarda toplanıyorlar. Gurme dükkanlara Türkiye’de daha çok ihtiyaç var.” diye açıklıyor Engin Bey Namlı’nın bu kadar popüler bir mekan olmasını. “Zaten kendi yemeklerimizi üretiyoruz. Her şeyin kontrolü daha kolay olunca keyifle çalışıyoruz. O açıdan daha fazla büyümeyi pek düşünmüyoruz. Her şeyin butiğini, ufağını, hakim olabileceğim kadarını yapmayı seviyorum. İş çok büyüdüğü zaman benden çıkıyor.”diye de devam ediyor hedef politikalarını sorduğumuzda. Amaçları mevcut şubelerini daha iyi yerlere getirmek.

İthal ve yöresel peynirler, et ürünleri, özel bal-kaymak ikilisi ve reçeller, 28 çeşit renk renk zeytinleri, ızgara hellim gibi 1000’e yakın gurme alışveriş ürünleri ile organik ürünler de bulmanın yanında Namlı’da soğuk yemek bölümünde yaklaşık 70 çeşit zeytinyağlı günlük olarak sunuluyor. Menüdeki zeytinyağlı ve sıcak yemek çeşitleri mevsimsel olarak değişiyor. Kahvaltılar standart ama sezonunda yeni bir peynir geldiyse onu ön plana çıkarıyorlar. Tüm tatların kalite kontrolü Engin Bey’de, her yemeğin tadına bakıyormuş.

Engin Bey gerçek bir gezi tutkunu. Yurtdışına da sıklıkla seyahat ediyor. Et yemeklerini, İtalyan ve Çin mutfağı çok seviyor. Beğendiği ürünleri kimi zaman ithalatçılarla paylaşıp Türkiye’ye gelmesine ön ayak oluyor. Ama gönlünde yatan hep Türkiye’nin yöresel ürünleri. “Tüm Türkiye’yi gezip sanayileşmemiş, fabrikalaşmamış imalatçıları tercih ediyoruz. Daha ufak, özel imalatçılar arıyoruz ve onlara ürün yaptırıyoruz. Ambalajını böyle yap, tuzunu az koy gibi direktiflerle onlara yön veriyoruz. Böylelikle onlar da bizle beraber gelişiyor. Türkiye’de üreticilere destek olmamız lazım. Süt mamullerine ve et mamullerine ihracatımız yok maalesef ama bizim doğamız, bizim sütümüz hiçbir yerde yok.” diyor son olarak Engin Bey ve bu sözleriyle Namlı Gurme’nin vizyonunu da özetlemiş oluyor.

Kaynak: Food in Life Gastronomi Yayınları