FREE WORLDWIDE SHIPPING OVER $100

LAST CALL: LOWEST PRICE GUARANTEE 50% OFF. EXPLORE

Mekanlardan
Posted in

Saray etkisinde İstanbul mutfağı: Fine Dine İstanbul

Ayasofya, Sultanahmet Camii, Boğaziçi ve Marmara Denizi’ne hakim panoramik manzarasıyla Sultanahmet’te “Saray etkisinde İstanbul Mutfağı”nı denemek isteyenler için artık yepyeni bir adres var: Fine Dine İstanbul Restaurant. Hotel Arcadia Blue bünyesinde hizmet veren Fine Dine İstanbul, leziz yemeklerinin yanında İstanbul’un tarihi dokusunu da bambaşka bir açıdan gözler önüne seriyor.

Hotel Arcadia Blue bünyesinde kapılarını açan Fine Dine İstanbul, Sultanahmet’te görmeye alışkın olduğumuz yeme-içme mekanlarından, gerek konsept gerekse konum olarak çok farklı. Ayasofya, Sultanahmet Camii, Boğaziçi ve Marmara Denizi’ne hakim panoramik manzarasıyla Sultanahmet’te “Saray etkisinde İstanbul Mutfağı”nı denemek isteyenler için yepyeni bir adres olan Fine Dine İstanbul, leziz yemeklerinin yanında İstanbul’un tarihi dokusunu da bambaşka bir açıdan gözler önüne seriyor. 150 kişilik kapasitesiyle servis veren restoranı Hotel Arcadia Blue’nun Müdürü Başak Sanaç Tanrıverdi, Fine Dine İstanbul Marka Danışmanı Ümit Okul ve Executive Chef Aslı Yavuz ile konuştuk.

Hotel Arcadia Blue’nun en üst katında yer alan Fine Dine İstanbul Restaurant’ın kapısından girdiğiniz anda panoramik bir İstanbul manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. Manzaranın bu kadar görkemli olması dekorasyonun sadeliğiyle dengelenmiş durumda. Bunun bir getirisi olarak da restorandaki hiçbir detayın manzaranın önüne geçmesine izin verilmemiş. Öte yandan duvarlara yerleştirilen aynalar sayesinde restoranın hangi bölümünde olursanız olun görsel şölenden kopmuyorsunuz. Çok kaliteli malzemelerle, “Az fazladır” mottosundan yola çıkarak konsept oluşturulduğunu anlatan Başak Sanaç Tanrıverdi, “Gözü yormayacak, kendini çok daha net ve yalın ifade eden bir konseptimiz var” diyor.

İstanbul’da tercih edilen restoranlar arasına girmeyi hedeflerdiklerini belirten Marka Danışmanı Ümit Okul ise “Fine Dine İstanbul; lokasyonu, mönüsü, manzarası ve servisiyle farklılığını ortaya koyuyor. Her şeyin bir arada olduğu bir yer burası. İstanbul’un gelişmekte olan, çok hareketli, profilin çok değişik olduğu, yabancı turistlerin akın ettiği bir bölgedeyiz. İstanbul’da damak zevkini önemseyen, aynı zamanda lokasyona, servise önem veren ve güzel bir manzaraya karşı yemek yemek isteyenlerin rahatlıkla geleceği ve hatta özellikle gelmek isteyeceği bir restoran” diye konuşuyor.

Topkapı Sarayı’ndan bugüne uzanan reçeteler
Fine Dine İstanbul’un mönüsünü Başak Sanaç Tanrıverdi ve Executive Chef Aslı Yavuz birlikte hazırlamış. “Saray etkisinde İstanbul Mutfağı” konsepti oluşturulan mönüde alışılagelen, daha çok evlerde pişen yemeklere gönderme olacak nitelikte lezzetler de var, Topkapı Sarayı’ndan bugüne uzanan reçeteler de… Başak Sanaç Tanrıverdi mönüye ilşkin şunları söylüyor: “Turistlerin de çok keyif alarak yedikleri lezzetler yer alıyor mönümüzde. Çünkü alışılagelmiş, ağır, ağdalı mutfaktan çok daha rafine, çok daha niş bir mönü sunuyoruz. Baktığınızda onların alışkanlıklarına bir şekilde uygun ama bir yandan da bizim kültürümüzden, tarihimizden örnekler taşıyan yemekler yer alıyor.”

Organik ürünlerle Osmanlı yemekleri
Mönüdeki başlangıçlarda alışık olduğumuz zeytinyağlı çeşitler ve mezeler bulunuyor. Burada öne çıkan lezzetler arasında fıstıklı söğüş kuzu gerdanı, Çerkes tavuğu, barbunya pilaki gibi seçenekler var. Her bir lezzet nev-i şahsına münhasır. Şöyle ki, kuzu gerdan bizzat burada Executive Chef Aslı Yavuz tarafından hazırlanıyor. Nar ekşisiyle hazırlanan sosla lezzetlendiriliyor. Tavuklu yemekler için özellikle serbest dolaşan tavukların satın alındığını belirten Executive Chef Aslı Yavuz, kullandıkları ürünlerin organik olduğunun altını çiziyor. Barbunya pilaki de saray usulü hazırlanıyor; pek çok yerde sunulandan farklı olarak kimyonla lezzetlendiriliyor. Zeytinyağlı enginar, üstünde içbakladan hazırlanan püre ve içinde bir parça avokado ile servis ediliyor. Yine pek çok yerde rastlayamayacağınız lezzetler arasında Mastave var, yani Osmanlı cacığı. Bildiğimiz cacıktan farkı, içinde pazı ya da mevsimine göre ıspanak ve çörek otu yağı bulunması. Ana yemeklerde Topkağı Sarayı’nın orijinal reçetelerini görmek mümkün. Kayısılı tarçınlı köy pilici, firik pilavı, yanında pancarlı patates püresiyle servis edilen kadınbudu köfte restoranın tercih edilen lezzetlerinden. Vişneli baklava ve içinde tahinli dondurmayla servis edilen profiterol, lezzetli yemeğe tatlı bir nokta koymak isteyenler için ideal seçenekler.

Yemek sunumlarında sadeliğe önem verdiğini belirten Executive Chef Aslı Yavuz, aşırı soslu tabaklardan çok hoşlanmadığını söylüyor. Ürünü gösteren, yalnızca birkaç ufak dokunuşla iştah açıcı bir görünüm ortaya koyan sunumları tercih eden Aslı Yavuz, restorandaki sadeliği tabaklarla bütünlüyor.

Fine Dine İstanbul Restaurant’ta, her yerde bulunan içecek seçeneklerinin yanı sıra elbette Osmanlı şerbetleri var. Demirhindi, karpuz gibi şerbetlerin yanı sıra buzla servis edilen limonata da tercih edilebilir. Julius Meinl kahvelerini tercih eden mekanda kahve, yemek sonrası konuklara ikram ediliyor. Fine Dine İstanbul’da yakın zamanda Pazar brunchları da başlayacak. Öte yandan mekan, gerek manzarası gerek kapasitesiyle düğün, nişan gibi özel organizasyonların da tercih edilen adresinlerinden biri konumunda.

Yazı: Bikem Karabal

Kaynak: www.gastronomi.com.tr