FREE WORLDWIDE SHIPPING OVER $100

LAST CALL: LOWEST PRICE GUARANTEE 50% OFF. EXPLORE

Mekanlardan
Posted in

Samatya’nın lezzet durakları

Kendini, ‘bu toprakların en lezzetli hareketi’ olarak tanımlayan Sonradan Gurmeler‘in gezgin ekibi Lezzet Kaşifleri‘nin bu haftaki durağı İstanbul’un şirin semti Samatya. 45 liralık bütçeleriyle hangi lezzetleri keşfetmişler; okuyalım:

Yıllarca farklı din ve milletten insanın bir arada yaşadığı ve benzersiz komşuluk hikayelerine ev sahipliği yapan Samatya, geçmişten günümüze taşıdığı değerlerin yanı sıra sahip olduğu lezzetlerle de birçok kişiyi kendine çekiyor.

Samatya, birçok balık lokantası ve meyhaneye ev sahipliği yapıyor. Bu kadar çok lokanta olunca da balığın en güzelini pişirmekten başka çareleri kalmıyor. Öte yandan, yerel yönetimle bazı içecek firmalarının Samatya Meydanı’nın gastronomik zenginliğine sahip çıkması da semte büyük bir avantaj sağlıyor.

Balık sezonunun sonuna gelinmesi nedeniyle rotamızı ana yemeklerden çok, hafif atıştırmalıklardan oluşan bir keşif zinciri olarak belirlemeye gayret ediyoruz.

Antik Balık Lokantası
25 senedir Samatya Meydanı’nda hizmet veren Antik Balık Restoran, taze balıkları kadar her gün servis ettiği 40’a yakın meze çeşidiyle çevrede ün salmış. Mezelerde sadece zeytinyağı kullanıldığını anlatan Rıza Usta, mevsimlik sebzelerin sofralarını zenginleştirdiğini söylüyor. Biz de yeni hazırlanmış lahana ve yaprak sarması (5 TL) ve yanında fava (5 TL) sipariş ediyoruz. Özellikle yaprak sarması, incecik sarımı ve yoğun lezzetiyle bizi çok etkiliyor. Sohbet sırasında Rıza Usta’nın memleketinin Tokat olduğunu öğrenince, sarmanın hikmeti de ortaya çıkıyor. Lahana dolmasını ve favayı da afiyetle yiyoruz.

Tarihi Samatya Midyecisi
Semtin en hareketli sakini ve mekanın sahibi Midyeci Arap (Mehmet Ali) midyeleri pişirirken, biz de bir yandan sohbete başlıyoruz. Rumeli Kavağı, Garipçe ve Poyrazköy’den gelen midyeler hakkında önemli bilgiler ediniyoruz. Örneğin, midyenin yetiştiği yerde akıntının bol olması gerektiğini ve midyenin küçüğünün makbul olduğunu anlatıyor bize mekan sahibi.

50 seneye yakın bir süredir bu dükkanda midye hazırlayan Mehmet Ali Abi, aynı zamanda ürünlerinin bir kısmını toptan olarak satıyor. Midye tava (5 TL) ve dolma (0,60 TL/adet) bizden geçer not alıyor.

Sedir Restoran
13 yıldır hizmet veren Sedir Restoran, bölgenin görece yeni mekanlarından sayılıyor. Ancak, mekan sahipleri Özcan ve Zülküf Esmer Beylerin Samatya hikayeleri çok daha eskiye dayanıyor. Mekanı açmadan önce uzun yıllar Develi’de çalışan iki kardeş, bugün bölgenin önde gelen içli köfte (3,5 TL/tane) ve çiğ köftelerini (6,5 TL/yarım porsiyon) yapıyor. İçli köfteler kızartılmış olarak servis ediliyor. Gayet lezzetli olmakla birlikte, dışı ince, içiyse bol ceviz dolu Sabırtaşı köftelerini de hatırlamadan geçemiyoruz. Hemen ardından hem de uzun yıllardan sonra etten yapılan gerçek çiğköfteyi tadıyoruz. Baharatı, lezzeti ve rengi tam kıvamında; hele bir de yedikten sonra ağızda kalan o acı tat yok mu? Lezzetin sırrını sorunca, memleketten gelen malzemeler ve ustalık cevabını alıyoruz.

Develi Restoran
Bu kadar tadımın ardından sıra güzel bir tatlıyla lezzet keşfini taçlandırmaya geliyor. Bu kez adresimiz Develi Restoran; tercihimizse künefe (8 TL). Koyu bir sohbete dalıyoruz künefelerimizi beklerken Kadir ve Mesut Beyler ile. Bu yıl, kuruluşunun 100. yılını kutlayan restoranın hikayesini dinliyoruz. Samatya’da çekilen İkinci Bahar dizisiyle bilinirliği artan mekan, eskiden beri yakınlardaki Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin öğrencilerine ve hatta geçmişte öğrenci olup şimdilerde profesörlüğünü alan en eski müşterilerine hizmet sunuyor. Fıstıklı kebabı İstanbul’a kendilerinin armağan ettiğini anlatan lokanta yetkilileri, bunun yanı sıra çiğdem aşı, yeni dünya, keme ve taze sarımsak kebaplarının da mekana özgü lezzetler olduğunu belirtiyorlar. ‘Sohbet tatlı ama künefenin yerini tutmaz’ deyip hemen tatlılarımızdan bir çatal alıyoruz. Hatay’dakiler gibi enfes olmasa da mis gibi tereyağı, özel antepfıstığı ve dozunda kullanılan şekeriyle damağımızı tatlandırıyor. Malzemeleri sorduğumuzdaysa, ‘sadeyağ’ isimli bir tereyağının ve özel yaptırılan dil peynirini tercih ettiklerini öğreniyoruz.

Namlı Şarküteri
Yedik, içtik sıra geldi alışverişe. Samatya Meydanı’nda geçmişi uzun yıllara dayanan Namlı Şarküteri‘ye giriyoruz. Burası, çokça şubesi bulunan diğer adaş mekanlara göre büyüklük ve ürün çeşidi açısından daha mütevazı. Ancak lezzet ve fiyat açısından karşılaştırmak gerekirse, buranın açık ara önde gittiği aşikar. Hemen Ezine peynirini (12 TL/yarım kilo) sepete atıyoruz. Yüzde 60 koyun ve yüzde 40 oranında keçi sütünden yapılmış bu peynir, 1 yıl bekletildikten sonra paketleniyor. Sertliği, tadı ve tuzu her zamanki gibi tam kıvamında. Yine de aklımız almadığımız Trakya eski kaşar (34 TL/kg), pastırma (80 TL/kg) ve Gemlik sele zeytinlerinde (15 TL/kg) kalıyor.

Kaynak: Akşam Gazetesi