Mekanlardan
Posted in

Misina’dan tabağa denizin farklı lezzetleri

Posted in

Misina Balık Restaurant, İstanbul’un Anadolu yakasında Ege ortamını sunuyor. Geçmişte Fenerbahçe sahilinde bir balık dalyanının bulunmasından dolayı ‘Dalyan’ adı verilmiş bölgede yer alan Misina Balık, açıldığı günden bu yana deniz ürünleriyle hazırlanan özgün mezeleri ve ustaca pişirilmiş balıklarıyla lezzetseverleri ağırlıyor.

Misina Balik Fenerbahce1Misina Balık, kapısından içeri adım attığınız anda kendinizi Ege’nin balık restoranlarındaymış gibi hissettiğiniz bir konseptle hizmet veriyor. Açıldığı günden bu yana deniz ürünleriyle hazırlanan özgün mezeleri ve ustaca pişirilmiş balıklarıyla lezzetseverleri ağırlayan mekan, mevsiminde her balık restoranında bulunan balık çeşitlerinin yanı sıra mönüsündeki kabuklu deniz ürünleriyle farklılaşıyor. Ahşap ağırlıklı dekorasyonuyla sıcak bir ortam sunan Misina Balık’ın kapalı salonunda 100, yemyeşil olan ve süs havuzu bulunan bahçesinde ise 120 kişi ağırlanabiliyor. Sabah saat 10:00 itibariyle hizmet vermeye başlayan mekanın kapıları, son misafir mekandan ayrılana kadar açık kalıyor. Mutfakta ise restoran açıldığı günden bu yana lezzetlerin ve sürekli gelişen mönünün yaratıcısı Executive Chef Hasan Kızılateş var.

Misina Balik Fenerbahce3Misina Balık‘ta işin en önemli sırrı, balığı en taze haliyle sunmak. Tek çeşit balık sunmakla işin bitmediğini söyleyen işletme sahibi Suat Yıldırım, her gün Yenikapı’ya giderek balıkların günlük olarak alındığının altını çiziyor. Öte yandan, Akdeniz ve Ege’den gelen balık çeşitleri de bulunuyor. Karidesler İskenderun ve Mersin’den, ahtapotlar Bodrum ve Foça’dan geliyor. Çanakkale tarafından gelen balıklar da bulunuyor. Anadolu Yakası’nda en çok ziyaret edilen balık restoranlarından biri olan Misina Balık, deniz kıyısında yer almasa da bu açığı özel lezzetleriyle kapatmayı başarıyor.

Damaklarda iz bırakıyor
“Balık her yerde balıktır” diyen Suat Yıldırım, Misina Balık’ın farklılaştığı noktayı şu sözlerle açıklıyor: “Taze balığı ustaca pişirebilmek önemli. Bizi farklı kılan ise İstanbul’da hiç olmayan bir konsepti geliştirdik. Ege Bölgesi’ne gittiğinizde, örneğin Cunda’da yaz mevsiminde genelde mekanlar mezeleriyle öne çıkıyor. İstanbul’da ise insanların yıllarca alışmış olduğu klasik bir balık restoranı kültürü var. Belirli klasik mezeleri var; ahtapot, karides, lakerda, kalamar gibi. Biz insanlara Ege Mutfağı’nı getirdik. Amacımız damaklarda iz bırakabilmek.”

IstakozKabuklular özel akvaryumda korunuyor
Zengin seçenekler arasında Misina Balık, mönüsünde kabuklu deniz ürünlerine de ağırlık veriyor. Zevk sahibi konukların ağzına layık, başta Ege’nin en temiz sularından toplanmış iri istiridyeler olmak üzere kabuklular ve yengeç türlerinin prensesi sayılan Mavi Yengeç, restoranın özel deniz suyu akvaryumlarında tutuluyor. Küçük Çanakkale midyelerinden daha çok çorba yapılıyor. Ancak irice midyelerden özel soslarıyla salması da var. İstiridye çiğ servis edildiği gibi, tost ekmeği üzerinde, safran soslu salatası da sunuluyor. Kidonya ve vongole viski ya da şarap soslu olarak çok az kaşar peyniriyle gratine ediliyor. Bütün bu kabuklularla Okyanus Salatası diye adlandırılan bir salata ve bir de deniz ürünleri güveci yapılıyor. Pişirilmesi özen ve deneyim gerektiren nadide deniz kabuklusu mavi yengecin ızgarası ya da haşlanmışı, yanında Fransız usulü tarator veya Hasan Ustanın özel sosuyla servis ediliyor.

Lakerdada meneviş yansımaları
Son 15 yılın lakerda için en uygun, yağlı ve diri Poyrazköy toriklerini geleneksel yöntemle işleyen Misina Balık Restaurant, deneyimli damakların unuttuğu, genç kuşakların ise tanıma fırsatı bulamadığı torik lakerdasını sunuyor. 2013 yılını ‘Lakerda Yılı’ olarak ilan eden mekan, toriği ideal avlanma yeri olan Poyrazköy’den satın alıyor. Bu torikler Executive Chef Hasan Kızılateş tarafından lakerda olarak işleniyor. Takoz tabir edilen en sert kısımları özel ambalajlarda şoklanıyor. Misina’nın lakerdaları az tuzlu; tümüyle siyah kısımlarından arındırılmış, lokum gibi parçalar halinde sunuluyor. Işık yansıdığında, üzerinde iyi bir lakerdada bulunması gereken meneviş yansımaları oluşuyor.

Misina Balik Fenerbahce2Misina Balık’ta 50-60 çeşit farklı meze yapılıyor. Elbette bu meze çeşitleri her gün sunulmuyor. Günlük olarak ya da mevsimine göre sunulan mezeler değişiyor. Günlük 25 çeşit mezeyle hizmet veren restoranda, balık denilince çeşitte sınır yok. Elbette burada yine önemli olan mevsim balıklarını sunmak. Hamsiden istavrite, kılıç balığından kofanaya, lagos’tan dil balığı, kırlangıç ve kalkana varana kadar pek çok balık çeşidini mönüde görmek mümkün. Buğulamalar, tuzda pişen balıklar, ızgara çeşitleri, tava ve ara sıcaklar derken, mönüdeki zenginlik damaklara unutulmaz lezzetler olarak yansıyor. Yaz döneminde Cunda’nın meşhuru olan Papalina balığını bile Misina’da bulmak mümkün oluyor. Kalkan tandır spesiyaller arasında başı çeken lezzetlerden. Misina Balık’ın hemen yanında bir de çiğ balık dükkanı var. Burada taze balıkları evinde pişirmek isteyenlere sattıklarını belirten Suat Yıldırım, “İnsanlar Misina’nın fresh balıklarını tezgahta görebiliyor. Hedefimiz misafirlerimize en iyisini sunabilmek” diye konuşuyor.

Bikem Karabal

Kaynak: www.gastronomi.com.tr