FREE WORLDWIDE SHIPPING OVER $100

LAST CALL: LOWEST PRICE GUARANTEE 50% OFF. EXPLORE

Mekanlardan
Posted in

Lezzet kaşifleri Sultanahmet’in gurme mekanlarındaydı

Posted in

Lezzet Kaşifleri, bu hafta İstanbul’da Sultanahmet rotasında yedi, içti ve Akşam Gazetesi için yazdı… Elbette meşhur Sultanahmet Köftecisi‘ne uğramasalar olmazdı ama rotada kaşiflerin ruhuna uygun ‘müdavimi çok, az bilinen’ Sır Evi de var, bir zamanlar ‘çiçek çocukların’ buluşma noktası olan Puding Shop da…

İstanbul’un tarihi boyunca gözde semtlerinden olan Sultanahmet köklü tarihi kadar gastronomik zenginliğiyle de bizi meraklandırıyor.

Rotayı belirlerken ‘bileni az, müdavimi çok’ mekanlara öncelik veriyoruz ama istikamet Sultanahmet olunca ‘Araya meşhur bir-iki yer de ekleyelim, ritüellerden uzak kalmayalım’ diyoruz.

Sır Evi
Divan Yolu’ndan Hoca Hüsrev Sokak’a girince sokağın bitimine doğru karşımıza Sır Evi çıkıyor. Görünüş ve ortam olarak Sultanahmet’in sıradan bir turistik restoranı gibi dursa da mönüyü karıştırınca farkı anlıyoruz. Mönü ezber bozan cinsten, bilindik lezzetler dışında Osmanlı mutfağına dair seçenekleriyle bizi şaşırtıyor. Biz de ‘buğu kebabı’ (12,5 TL/yarım porsiyon) siparişi veriyoruz. İsmi, pişerken çıkan buğudan geliyor, dana bonfile, arpacık soğanı ve bol baharatıyla iddialı. Buğu kebabı, altta ocağı, üstte güveciyle servis ediliyor.

Ocağın ateşiyle güvecin kapağından buğu dışarı enfes bir kokuyla yayılıyor ve yemek, isminin hakkını veriyor. Gelelim tadına; etler biraz diri geliyor ama arpacığın ve baharatların lezzetini almış, suyunu ekmek bana bana bitiriyoruz. Bu arada peşinen söyleyelim yedi çeşit baharatı nedeniyle acıyı sevmeyenler bu lezzetten uzak dursun.

Tarihi Sultanahmet Köftecisi
Sultanahmet Köftecisi, ‘bileni az müdavimi çok’ mottomuza uygun bir yer olmasa da Türk işi fast food’un İstanbul’daki en güzel örneği olması nedeniyle rotamızda yer alıyor. Hafta sonu öğle saatlerinde dükkandaki hareketliliği izleyin ve organizasyonun ahengine siz de hayran kalın.

Bu durağımızda çeyrek ekmek köftemizi (5,5 TL/çeyrek ekmek) yiyip yolumuza devam ediyoruz. 100 yıllık tescilli bir yerin köftelerinin lezzetini yorumlamak haddimize değil deyip bir sonraki durağımıza geçiyoruz.

Pudding Shop/Lale Pastanesi
Zamanında Sultanahmet Meydanı’ndan İran ve Afganistan üzerinden Nepal’e otobüsler kalkarmış. Dünyayı değiştirme hayalindeki hippilerin Doğu’ya -Nepal’e- yolculukları da Sultanahmet’teki bu otobüslerle olurmuş. Puding Shop, o dönem hippiler için rehberlik hizmeti alınan, yol arkadaşı bulunan ve diğer turistlerle iletişim kurmak için duvarları kullanılan bir yer olmuş.

Puding Shop/ Lale Pastanesi’nin günümüzde bu özelliğini kaybetse de hem yemekleri hem de tarihindeki bu hikayeleriyle hala turistler için özel bir yeri olduğunu mekan sahibinin anlattığı hikaye ile anlıyoruz.
‘Bir gün dükkana yanında 2 çocuğu olan bir adam geldi. Yüzünde hüzün, elinde bir kutu var. Adam mekana girip etrafı seyretti sessizce. Sordum ‘Nasıl yardımcı olabiliriz?’ Anlattı… ‘Eşim vefat etti, vasiyeti küllerini İstanbul Boğazı’na serpmekti. Vasiyeti gerçekleştirmek için İstanbul’a gelmişken tanıştığımız yer olan Puding Shop’ı da ziyaret etmek istedim!’ Puding Shop servis ettiği lezzetlerle de önemli bir yer. Biz muhallebisinden (6 TL/porsiyon) yiyoruz.

O yıllardan kalma fotoğrafların asılı olduğu duvarları seyre dalmışken muhallebi ayrı bir lezzetli geliyor. Yolunuz Sultanahmet’e düştüyse yemeğe zamanınız yoksa bile içeri girip duvarlardaki resimleri muhakkak inceleyin. Şehrin kültürel zenginliğinin farkına varın.

Çiğdem Pastanesi/Edebiyat Kıraathanesi
Lezzet yolculuğumuz sırasında yolluk almak bir gelenek oldu. Bu hafta yolluklarımız, birbirinden farklı ve lezzetli hafif tatlılar. İlk durağımız renkli vitriniyle bizi karşılayan Çiğdem Pastanesi. 50 yıllık bir mekan, tamamı kendi ürünleri olan çeşit çeşit tatlıları var. İncirli cevizli kurabiye (10TL/250 gram) alıyoruz. Divan Yolu üzerinden 50 metre ileride bu kez Edebiyat Kıraathanesi’ne uğrayıp Hafız Mustafa’nın eşsiz tatlarından ‘kuş gözü’ (10TL/250 gram) nam-ı diğer ‘padişah sarması’ alıyoruz. Bu iki orijinal lezzet de mekanlara özel, başka yerde bulamazsınız. Yoğun olmayan şekerleri, zengin içerikleriyle tatları damağımızda kalıyor.

Armada Otel
Bölgenin en kimlikli oteli Armada Otel, İstanbul yaşam kültürünü anlatma adına birçok projenin içinde yer alıyor. Biz de bu çalışmalardan biri olan ‘Kepçe Kepçe Bodrum’ günleri etkinliğine son durak olarak uğruyoruz. Terastaki açık büfede bizi onlarca lezzet karşılaşıyor. Proje Bodrum lezzetleri olunca haliyle Ege otları ön planda. Otlu börek, arapsaçı, acı ot, deniz börülcesi, hardal otu, cibez, tarama… Sırasıyla tadıyoruz.

Bu lezzetlere Armada klasiği şerbetler eşlik ediyor. Otlu börek/Osmanlı şerbeti eşleşmesini çok beğeniyoruz, otlardan da deniz börülcesi favorimiz oluyor. Diğerlerini de şifa niyetine yiyoruz. Armada Otel’e biz etkinlik için uğruyoruz ama zengin mutfağını Sultanahmet ve Ayasofya manzarasına karşı keşfetmenizi öneririz. Özellikle çorbaları, mezeleri ve tatlıları denenmeli.

Lezzet kaşifleri olarak bir rotamızı da böylece tamamlıyoruz. Rotamızın bütçesi 44 TL. Sonraki lezzet keşiflerimizde görüşmek üzere.

Kaynak: Akşam Gazetesi