FREE WORLDWIDE SHIPPING OVER $100

LAST CALL: LOWEST PRICE GUARANTEE 50% OFF. EXPLORE

Mekanlardan
Posted in

Karaköy Karabatak’ta kahvenin özel tadı: Julius Meinl

Posted in

Avusturya’nın en köklü kahve markası Julius Meinl ile Türkiye’deki kahve barı Karabatak Karaköy’ün buluşma hikâyesi…

Avusturya’nın en büyük kahvecisinin hikâyesi, adını sahibi Julius Meinl’den alarak 1862 yılında kahve ve baharat satan marketin açılması ile başlıyor. Market ile başlayan serüven 1891 yılında ilk endüstriyel kahve kavurma tesisi ile devam ediyor. Günümüzde ise Julius Meinl’ın ekvator kuşağında yetişen kahve çekirdekleri İtalya’nın Viçenza, Avusturya’nın da Viyana kentlerinde bulunan fabrikalarında kavrularak hazırlanıyor.

Karabatak Karakoy3Dünya’da 70 ülkeye kahve dağıtımı yapan Julius Meinl’ın Türkiye ile buluşması 5 yıl önce gerçekleşiyor. Julius Meinl ile tanışma hikâyesini anlatan Ali Gökhan: “Julius Meinl ile tanışmamız Romanya’da bir iş çalışması esnasında oldu. Julius Meinl Türkiye pazarına girmek istiyordu. Biz de görüştük ve anlaştık. 5 yıldır da birlikte çalışıyoruz” şeklinde konuşuyor.

2008 yılının haziran ayı itibariyle Türkiye’de faaliyet göstermeye başlayan Julius Meinl’ın ofisi önceleri Asya yakasındaymış. Daha sonra Avrupa yakasında, tarihi dokuya uygun ve daha merkezi yakın bir yere taşınması uygun görülmüş ve 3 yıl önce de Karaköy’e taşımışlar ofisi… Karaköy’deki yeni ofis eskiden yıkık bir torna atölyesi olarak çalışıyormuş. “Hatta torna atölyesinin tavanındaki deliklerden gökyüzü görünüyordu” diyor Genel Müdür Ali Gökhan. Tasarım oluşturulurken doğramalar, camlar, süslemeler, kaldırımlar ve zemin değiştirilmiş fakat duvarlara hiç dokunulmamış.

Ofisten kafeye…
Karaköy’deki Julius Meinl’da şirkete ait ofis, depo ve eğitim merkezi hizmetleri olarak kullanılıyormuş. Fakat burası çevre halk tarafından kafe zannedilmiş. Bu yanlış anlaşılma ile insanlar Julius Meinl’a kahve satın almaya gelmeye başlamışlar. Gelen ziyaretçileri boş çevirmemek adına ilk 6 ay insanlara kahveler ikram edilmiş. Bir süre böyle gittikten sonra Yellow Box dedikleri sarı teneke kutularını tezgâhın üzerine koymuşlar, fakat müşterilerden kahve için bir ücret talep edilmemiş. Ziyaretçiler içtiklerine karşılık Yellow Box’a istedikleri kadar para atmaya başlarlar. Bu durum Haziran 2011’e kadar devam eder. Ancak kanuna ve yasalara uygun olmadığı için bir kafe açma fikri ortaya çıkar…

Karabatak Karakoy2Mekânın ismi olarak Karabatak kuşundan geliyor. İsim fikrinin ortaya çıkışı için Ali Gökhan şöyle konuşuyor: “Julius Meinl’ın akılda kalması ve söylenişi zor. Ben projeler, operasyonlar veya iş çalışmaları için birçok ülkede çalıştım. Hatta arkadaşlarım ve ailem bana ‘karabatak gibisin ne zaman gelip ne zaman gideceğin ve nereden çıkacağın belli değil’ derlerdi. Daha sonra bizde buraya Karabatak ismini koymaya karar verdik. Aynı zamanda benimde sevdiğim bir kuş türüdür.”

Yalnız ve sessiz kalmak isterseniz 2. kata…
Halkın talebi üzerine açılan mekân aynı zamanda Julius Meinl markasının tanıtımına da katkı sağlıyor. Yoğun istek üzerine ortaya çıkan bu mekân fikri ile ofisin alt katı dekore edilerek kahve barı oluşturulmuş. 2011 yılı Ekim ayı itibariyle de Karaköy’de kahve bar konseptiyle Karabatak Karaköy ziyaretçilerine hizmet veriyor. Karabatak’ın kendine has bir tarzı bulunuyor. Bu konu hakkında konuşan Genel Müdür Ali Gökhan: “Giriş katımız daha çok kahvesini içip sohbet etmek isteyenler için. Fakat ikinci katımızda masalarımız 2 kişilik, bir masaya sadece 2 kişi alabiliyoruz. İkinci kat sessiz katımız diyebiliriz. Hatta telefonla konuşmak dahi yasak. Ses desibel sınırı 70, bunun için bir desibel ölçme aracımız da var. Kısacası ikinci kat kitap okumak ve sessizliği dinlemek isteyenler için çok uygun” diyerek Karabatak’ın kendine özgü konsepti hakkında bilgilendiriyor bizleri…

Bir de unutmadan söylemek isteriz ki kafenin girişinde yer alan barda bir traktör bulunuyor. Ali Gökhan Bey’in fikri olan bu traktör çalışıyor. Tabi kafeye dekorasyon amaçlı kullanıldığı bir gerçek… Ne yalan söyleyelim sadece traktörü görmek için bile uğrayabilirsiniz Karabatak Karaköy’e. Traktörü ve diğer tüm dekorasyonu incelerken kahve de işin en güzel yanı oluyor elbette…

Julius MeinlYellow Box halen uygulamada!
Karabatak Karaköy öğrenciler için bir ayrıcalık yaratıyor. Kafe olmadan önce kullanılan Yellow Box’ı mönüsüne dâhil eden mekân, sabah 9’dan öğlen 12’ye kadar öğrenci kimliği ile gelen ziyaretçilerine 5 kahve seçeneği ile hizmet veriyor. Yellow Box mönüsünden faydalanan öğrenciler, Yellow Box’ın ilk kullanılan zamanındaki gibi ya istedikleri kadar ücret verebiliyorlar ya da hiç ücret ödemiyorlar.

50’ye yakın kahve seçeneği!
Karabatak Karaköy ziyaretçilerine 50’ye yakın kahve seçeneği sunuyor. Bu kahve çeşitleri dünya üzerinde Julius Meinl’in en çok tercih edilenlerinden…

Çaylar, küçük ikramlar, salatalar, sandviçler…
Karabatak Karaköy’de kahve haricinde başka alternatifler de bulunuyor. Julius Mienl’in özel bitki çayları, tercihi çaydan yana olan misafirler için hazırlanıyor. Karnı acıkanlar da kendine göre bir seçim yapabiliyor. Bunun için Avrupa’daki nehirlerden esinlenilerek Tuna, Volga ve Sava isimleri verilen sandviç ve salata seçenekleri sunuluyor. Yemekten sonra ya da kahvenin yanında tercih edilebilecek çeşitli kurabiyeler, pastalar, çikolatalar da Karabatak Karaköy’ün mönüsündeki lezzetlerden…