Karaköy Balık Pazarı‘nın köşesindeki Akın Balık sade, ucuz bir balık restoranı. Güneşin batmaya başladığı, Karaköy’ün de derin bir nefes alıp akşama hazırlanmaya başladığı saatler bizim için Akın Balık’a gitmek için doğru zaman. Restoran, Perşembe Pazarı’ndaki balık satıcılarının hemen arkasında bulunuyor. Bölgede birçok açık hava balıkçısı var, dolayısıyla Akın‘da olduğunuzdan emin olmadan masaya oturmayın. Yalnızca bir ızgara ve buzdolabından başka hiçbir şey olmayan bu mekânda servis zaman zaman yavaşlayabiliyor. Mekânın sahibi Akın Bey?in ağır hareketleri, hafif tebessümü ve müşterileriyle kurduğu diyaloğun ortamın sıcaklığına katkısıysa yadsınamaz.
Her gün balık çorbası
Ekmek arası balık ya da hamsi tavadan başka bir şey satmayan diğer birçok basit balık restoranının aksine, burada her gün rendelenmiş havuç ve kıyılmış maydanozlu, koyu kıvamlı ve çok lezzetli bir balık çorbası yapılıyor.
Akın Balık, normalde yerken iki kere düşündüğümüz bazı sokak lezzetlerini de güvenle tüketebildiğimiz bir yer. İstanbul sokaklarında satılan midye dolma ya da midye tavadan uzak dursak da burada gönül rahatlığıyla yiyoruz. Ancak uyarmadan geçmeyelim, bu çeşitler daha hava kararmadan tükeniyor.
Levrek olsun, çipura olsun, sarıkanat olsun; olabildiğince taze ve lezzetli. Ancak biz yine de İstanbul’un sokak lezzeti geleneklerinden, zamanında Haliç’teki teknelerden alıp bayıla bayıla yediğimiz balık-ekmeği öneriyoruz. Izgara palamut filetosu taptaze yarım ekmeğin arasında soğan, maydanoz ve marulla lezzetlendiriliyor. Küçük bir tabure üstünde oturup günbatımını izlerken Akın Balık’ın tadına varıyorsunuz.
Ansel Mullins – Yigal Schleifer
Kaynak: Radikal Gazetesi
