FREE WORLDWIDE SHIPPING OVER $100

LAST CALL: LOWEST PRICE GUARANTEE 50% OFF. EXPLORE

Mekanlardan
Posted in

JW standartlarında steakhouse lezzeti: JW Steakhouse

Posted in

Amerika ve dünyanın 70 ülkesinde 3 bin 500’ün üzerinde turizm yatırımına sahip dünyanın önde gelen konaklama zinciri olarak nitelendirilen Marriott International’ın bünyesinde barındırdığı lüks otel markası JW Marriott’un Türkiye’deki ilk oteli JW Marriott Ankara, Söğütğözü’ndeki merkezi konumu ve güleryüzlü hizmet anlayışı ile müşteri memnuniyetini ön planda tutuyor. Otelde kalite standartlarıyla birleşen lezzetler, damaklardaki unutulmaz deneyimlere ev sahipliği yaparken JW Marriott Steakhouse konsepti de Ankara’nın gözde yeme içme mekanları arasında gösteriliyor. JW Marriott Steakhouse’u hünerli şefi Manuel Evan Sotomayor ile Food in Life dergisi değerlendir…

2011 yılı sonunda, dünyadaki diğer JW Steakhouse restoranları olan JW Steakhouse Londra, JW Steakhouse Bükreş, JW Steakhouse Kahire ve JW Steakhouse Dubai’nin ardından Ankara’daki müdavimleriyle buluşan Türkiye’deki ilk JW Steakhouse, lezzeti sanata dönüştüren bünyesindeki usta şefleri ile hazırladığı özel mönüsüyle misafirlerini lezzet yolculuğuna çıkarıyor. Türkiye’deki en iyi etleri misafirlerine işleyerek sunan mutfak şefi Manuel Evan Sotomayor, JW Steakhouse’un dünyadaki diğer şubelerinin marka konseptinin dışına çıkmayarak, birebir tarifleri lezzetseverlerle buluşturuyor.

“En iyi et en sade olandır”
Kalite ve lüksün şıklıkla birleştiği JW Steakhouse, dinlendirilmiş etin en iyi örneklerinin barındığı mönüsüyle Parker House Boston konseptini birleştirerek Amerikan steakhouse lezzetini yansıtıyor. JW Steakhouse imzasını taşıyan 650 derece ve çift taraflı pişirme yüzeyine sahip özel ızgarayla hazırlanan etlerin iki tarafı da kolayca mühürlenerek, etin sululuk oranındaki kayıp önleniyor. En iyi eti, en sade şekilde sunmayı amaçladığını söyleyen Sotomayor, mönüde öne çıkan asıl etkenin etin cinsinin ve pişirme derecesinin olduğunu belirterek, “Geriye kalan patates ve soslar ise kişisel tercihlere göre yemeğin lezzetine lezzet katıyor” diyor.

“Türkiye’de ciddi bir steakhouse potansiyeli var”
Pişirilmeden önce marine işlemine tabi tutulmayan etler sadece hafif zeytin yağı, deniz tuzu ve taze karabiber ile tatlandırılıyor. Filetodan Cansas Steak’e 9 farklı et çeşidini mönüsünde barındıran restoran, Türkiye’deki kalitesini daha da arttırmak adına Hollanda’daki bir tedarikçiyle anlaşmayı düşünüyor. Sotamayor: “JW Steakhouse’da eti; kesim alanına, cinsine, kesimine göre 3 ya da 4 hafta gibi değişen sürelerde dinlendiriyoruz. Amacımız etin yüzde 30 oranında gramajını azaltmak ve fileto gibi küçük parçaların bekleme süresi daha az” şeklinde konuşuyor. Hayvanın kesim öncesi nasıl beslendiğinden vücudundaki yağ oranına kadar ürünü kendi kontrolleri altında tutmanın etkili bir yöntem olduğunu böylece ortaya çıkan lezzetin kalitesini koruduğunu söyleyen Sotomayor, Türkiye’de ciddi bir steakhouse potansiyeli olduğuna inanıyor. Bir JW ritüeli olan Amuse Bouche’ler misafirlerden bolca talep gören özel ekmeği “Parker House Rolls”un, altı az şekerle hazırlanan ve fırından altı yumuşak üstü daha çıtır haliyle çıktıktan sonra üzerine dökülen deniz tuzu, biberiye ile hayat bulan lezzetiyle birleşince damaklarda hafif tatlımsı unutulmaz bir tat bırakıyor.

JW Steakhouse özel misafirlerine sunduğu VIP hizmet ile de müşteri memnuniyeti odaklı prensibini gözler önüne seriyor. Önümüzdeki yıldan itibaren kişiye özel hizmetlerine yenilikler ekleyecek olan restoran, özel müşterilerine isimlerinin yazılı olduğu steak bıçakları gibi farklı sürprizlerle de unutulmaz damak lezzetini küçük sürprizlerle pekiştirmeyi düşünüyor. Restorana girdiğiniz andan itibaren şahit olduğunuz görsel şölen de yine, uzun süren akşam yemeklerinin normal bir restorandan çok farklı tasarlanan daha geniş masalara kadar diğer ülkelerdeki JW Steakhouse’larla birebir aynı konforu sunarak kalite standartlarına sadık kalıyor. İsteğe göre kalabalık gruplara farklı büyüklüklerdeki özel odalarını sunan JW Steakhouse, sakin bir ortamda etkileyici konseptiyle, yenebilecek özel iş yemekleri veya sevdiklerinizle geçireceğiniz keyifli akşamlar için Ankara’da geniş bir müşteri portföyüne sahip gelecek vaad eden bir mekan.

JW’ye özel lezzetler
Mekanın ödüllü şefi Manuel Evan Sotomayor’un misafirler için hazırladığı mönüsünde; Sebzeli dry aged yapılmış bonfile parçacıklarından oluşan dengeli ve güzel bir başlangıç, Biftek çorbası müdavimlerin favorileri arasında yer alıyor. Çorba haricinde; 9 farklı organik yeşillikle hazırlandıktan sonra limon sosu ile tatlandırılarak, beyaz peynir ve avakado ile süslenerek servis edilen JW Salatası, 70 yıl önce Amerika’nın Baltimore limanında yengeç ve karides için ürerilen karışık baharatlardan oluşan leziz sos Old Bay sos ile servis edilen JW Maryland Yengeç Kek, 900 gram olarak servis edilen; şefin özel önerisiyle 2 kat fırınlanmış patates ve 3 farklı peynir, taze soğan, dana bacon eklenerek lezzetlendirilen JM Tomahawk Kaburga, mısır unu krakerleri parçacıklarından yapılan hamuru ile hazırlanan JW Cheseecake, ev yapımı, vanilya çekirdeği dondurması ile sıcak olarak servis edilen Karamel Bourbon, tereyağlı ekmekli puding misafirlerden oldukça yoğun talep görüyor. Et yemeyenlerin de düşünüldüğü mekanda mönüye misafirlerin isteği doğrultusunda balık da eklenmiş. Mönüyü yakın bir zamanda revize etmeyi düşünen şef, fındıklı krastı olan somon ve levreği alternatiflerini de balıkseverler ile buluşturmayı amaçlıyor.

Yemek ve şarap eşleştirmeleri
Ankara’nın nadide steak restoranlarından biri olan JW Steakhouse, 2 bin şişelik geniş şarap kavıyla da rakiplerinden ayrılıyor ve Ankara’daki oteller içinde bulunan en geniş şarap yelpazesine sahip restoranda, mönü seçiminin ardından sommalierler tarafından şarap tavsiyeleri yapılıyor. JW sommalierlerinin mönüye uygun olarak eşleştirdiği şaraplardan Rocca Delle Macie Vino Nobile Di Montepulciano DOCG 2003, açık bordo rengi zengin mürdüm eriği aroması ve vişne karakteristiğiyle müdavimlerini büyülüyor. JW Steakhouse lezzet yolculuğunu tütsülenmiş meşe ve çikolata ile mutlu sonlandırıyor.

Bourbon farkı
Bourbon Bar viski köşesine de yer verilen mekanda; Elijah Craig isimli bir din adamının Kentucky’nin Bourbon ilçesinde küçük bir damıtıcı ile ürettiği viskilerden günümüze kadar uzun bir geçmişe sahip Amerika’nın en çok bilinen viskisi Bourbon’da kullanılan tahılın yüzde 51’inin mısır olması gerekiyor ve bourbon kömürleşmiş beyaz meşe fıçılarında 2 sene boyunca saklanıyor. Özel saklama titizliği gerektiren Bourbon’un zahmetli hazırlık işlemi damıtıcıların da belirttiği gibi; “Bourbon Bourbon değildir, eğer şişenin üzerinde Bourbon yazmıyorsa.” efsanevi özelliğiyle kaliteyi içinde hapsediyor. 1800’lü yılların başından beridir süregelen gelenekselleşmiş Mint Julep ise JW Steakhouse’un misafirleriyle buluşturduğu bir başka lezzet. Kentucky derbisinin resmi içeceği olan dünya çapındaki ünlü içecek Mint Julep; şeker, nane, kırılmış buz, ve bourbon karışımından yapılmakla birlikte her yılın 1 Haziran günü de New College da Oxford Mint Julep Günü olarak William Heyward Trapier anısına kutlanıyor.

Kaynak: Food in Life Gastronomi Yayınları