FREE WORLDWIDE SHIPPING OVER $100

LAST CALL: LOWEST PRICE GUARANTEE 50% OFF. EXPLORE

Mekanlardan
Posted in

Gastronomide yepyeni bir bakış açısı: Frankie

Posted in

Hani bazı mekanlar vardır; kapısından içeri girdiğiniz anda size gerinizde bıraktığınız her şeyi bir çırpıda unutturur, büyüsüne kapılırsınız. Dışarıda kalabalıklar varmış, kalabalık içinde insanlar oradan oraya aceleyle koşturuyormuş, trafik sıkışmış; sizi bir anda tüm bunların ortasından çıkarıp ama şehrin de merkezinde tutup, hepsini unutturuyor Sofa Hotel‘in en üst katında açılan Frankie.

Mekân, yeme- içme dünyasının iki önemli ismi Kaya Demirel ve Ayşem Koltukoğlu’nun dostluklarının buluşması… Yola çıkarken insanların hem yemek yiyebilecekleri, hem dans edebilecekleri, kışlık-yazlık ayrımı olmadan her şeyi bir anda yaşayabilecekleri bir mekân olsun istemişler. Açılır-kapanır bir sistemle mekânın tavanı tamamen açılabiliyor. Yaz gecelerinde yıldızlara bakarak yemek yemeniz mümkün. Fahrettin Aykut’un imzasını taşıyan Frankie, teras (Smoking Lounge), City Lounge ve ana restaurant olmak üzere üç bölüme ayrılıyor. Bölümler arası geçişlerle farklı deneyimler yaşıyorsunuz mekânda. Terasa çıktığınız anda kendinizi İstanbul’un manzarasına bırakıp günün yorgunluğunu atabilir, beyaz masa örtülerinden şarap kadehlerine kadar her şeyin Frankie için özel tasarlandığı restaurantta akşam yemeğinizi yiyebilir, geceye City Lounge’da devam edebilirsiniz. City Lounge kısmı, konseptiyle 1950’ler New York’unun barlarını hatırlatıyor. Zaten mekân New York denince akla gelen ilk isimlerden biri olan Frank Sinatra’dan almış ilhamını ve adını.

Mutfakta İspanya’dan Frankie için özel transfer edilmiş Yunan aşçı Simon var. Akdeniz ve Türk mutfağının ağırlıklı olduğu menülerinde tam aradıkları şefi bulmuşlar. 10 yıl İspanya’da yaşayan Simon, dünya mutfağında önemli yer tutan İspanyolların, ayrıca Yunan ve Türk mutfağının lezzetlerini öyle güzel harmanlıyor ki, ortaya rafine ve enfes yemekler çıkıyor. Her şeyin taze, günlük ve doğal olmasına dikkat ediliyor mutfakta ama teknolojinin nimetlerinden de yararlanıyorlar. Et ve balıkları sous-vide tekniğiyle pişiriyorlar. Sous-vide, gıdaların plastik torbalar içerisinde düşük sıcaklıkta uzun süre pişirilmesi anlamına geliyor. Bu yöntemle yiyeceklerin klasik pişirme sırasındaki su kaybı önleniyor, tadı ve besin değerleri korunuyor. Sonrasında ise kömür ateşinde pembeliğini alması sağlanıyor. Bu yöntemle pişirilen bonfilenin tadına bakın deriz. Yer elması püresi, yer elması cipsi ve ızgara sebzelerle servis ediliyor, et de lokum gibi. Klasik Türk mutfağı lezzetleri mücver ve talaş böreğine de ayrı bir yorum katmışlar. Peynir fondüde enginar mücveri, 12 saatte pişen dana yanağında talaş böreği, atıştırmalık lezzet bombaları adeta… Zengin şarap kavının mimarı sommelier Serdar Kömbe. Kavda, Kömbe tarafından özenle seçilmiş 60’a yakın yerli-yabancı şarap çeşidi var. Kokteyllerden passion fruit bellini, havuç ve çileğin desteğiyle vitamin deposu.

Frankie ruhumuzun gıdası müzikte de şaşırtıyor bizi. Mekânın müzik ve sahne direktörü Sezen Aksu. Canlı performans sergileyecek isimleri Sezen Aksu seçiyor. Ve bizden söylemesi bir akşam, sakin sakin yemeğinizi yerken kendinizi bir anda mini bir Sezen Aksu konserinde bulabilirsiniz.

Kaynak: Time Out