Erenler Sofrası’nda biz her gün taze ve günlük malzemeleri kullanarak, Ege’nin klasik otları ve tatları yanında, geleneklerimizi öğrendiklerimiz ile harmanlayıp, bugünlerde Yeni İstanbul Mutfağı olarak da tanımlanabilen bir mutfağın ucundan tuttuk Ege ile harmaladık.
Hergün farklı bir menü ile sürekli yenilikler bulmaya çalışarak, eski reçeteleri araştırarak, büyük bir keyifle misafirlerimizi ağırlıyoruz. Çok şanslıyız, çünkü Bodrum’da sebzeler, meyveler her mevsim dalından pazarlara gelebiliyor. Otlar, mantarlar dağlardan toplanabiliyor. Zeytinleri bahçenizden toplayıp kendiniz yağ yapabiliyorsunuz. İşte o yüzden bir de bu işi keyifle ve birlikte eğlenerek üretebilen bir ekiple yapıyorsanız pişenlerin tadına doyum olmuyor. Hele bir de Bodrum’un bir başka zenginliği, sanatçıları yanınızdaysa bir akşam piyanoda klasik müzik çalarken, bir başka akşam Caz çalınabiliyorsa, gecenin bir yerinde masaların birinden bir sanatçı arya söylemeye başlıyorsa, Erenler Sofrası Bodrum’un en keyifli mekanlarından biri oluveriyor.
Bodrum’dan çıktınız, Turgutreis yönüne doğru gidiyorsunuz. Ortakent kavşağından sola sapıp okulun karşısına geliyorsunuz ve sağa dönüyorsunuz, Yahşi rampasının başında Pala Çiçekçisi’ne gelmeden hemen evvel, solda küçük yan yoldan ulaşılabilen bir kale burcu göreceksiniz. İşte bu kale burcunun içinde bir cevher saklı; “Erenler Sofrası” zeytin ağaçlarının altında Bodrum’un tadına doyum olmayan gurme adreslerinden biri.
Comments are closed.