FREE WORLDWIDE SHIPPING OVER $100

LAST CALL: LOWEST PRICE GUARANTEE 50% OFF. EXPLORE

Mekanlardan
Posted in

Dünyada ilk kez İstanbul’da: Emporio Armani Ristorante

Posted in

Giorgio Armani‘nin modern, klasik ve şehirli bir anlayışla tasarladığı yeni markası Emporio Armani Ristorante, dikkat çekici ön cephesi, altın ve bronz renklerin hakim olduğu çarpıcı dekorasyonu, minimal servis anlayışıyla şıklık ve sadeliği aynı çatı altında buluşturuyor. Mekan, özel tasarlanan geniş terasıyla da konuklarının her mevsim açık hava keyfi yaşamalarına imkan veriyor. Dünyada ilk defa İstinye Park’ta açılan Emporio Armani Ristorante’yi mutfak şefi Yener Özden’den dinlerken, Armani’nin dünya çapındaki yiyecek içecek mekanlarını da EAR İstinyePark Genel Müdürü Mustafa Apak ile Food in Life dergisi konuştu…

2 kattan oluşan restoranda, casual dining, bar ve kafe olarak 3 ayrı konsept ile hizmet veriliyor. Restoran, Türk ve İtalyan şeflerin geleneksel İtalyan lezzetlerini, lokal dokunuşlarla yorumlaması sonucunda misafirlerine özgün bir yemek deneyimi yaşatıyor. Mutfağı benzersiz tariflere imza atan uluslararası ödüllü Türk ve İtalyan şefler tarafından yönetilen mekan, “İyi ye ve iyi yaşa” felsefesinden yola çıkarak geleneksel İtalyan lezzetlerini lokal dokunuşlarla misafirlerine takdim ediyor. EAR sadece mekana özel ve gizli kalmış “ev yapımı” tariflerden oluşan mönüsüyle de misafirlerine eşsiz bir yemek deneyimi sunuyor.

Dünyada Armani…
Armani markasının Milano’daki oluşumundan bahseden EAR İstinyePark Genel Müdürü Mustafa Apak, Giorgio Armani’nin F&B’si altında bulunan yeme içme mekanlarının öncelikle alışverişe gelen misafirlere yapılan sunumlar ile ortaya çıktığını söylüyor. Daha sonra farklı birçok konseptte eğlence ve yeme içme mekanları açan marka, VIP mağazalarını yine üst segment restoranları ile bütünleştirmiş. İstanbul’da öncelikle kafe konsepti ile başlayan Armani Ristorante, daha sonra revize edilerek restorana dönüştürülmüş. Mekanın mimarisinin dahi Giorgio Armani’nin fikirlerinden yola çıkılarak tasarlandığını dile getiren Apak, tüm dünyadaki mekanların standartlar doğrultusunda hareket ettiğini ekliyor. Doğuş Holding olarak yaklaşık 20 yıldır Armani’nin distribütörlüğünü yaptıklarını söyleyen Mustafa Apak, oldukça eski bir iş ortaklıkları olduğunu belirtiyor.

Kafeden restorana
1998 yılından bu yana her daim açık olan bir Armani F&B’sinin İstanbul’da konumlandığını söyleyen Apak, Bodrum’daki Armani’yi kapadıklarını ve Suadiye’deki projelerini de hayata geçireceklerinin bilgisini veriyor. Kafe konseptinden restorana dönüş yapan EAR’de bu değişiklik sırasında zorlanmadıklarını dile getiren Apak, 4 ay içerisinde yeni yapılanmaya kavuştuklarını anlatıyor. Değişim sırasında şarap kavının zenginleşmesinin yanı sıra, mönüde de köklü değişimlere gidilmiş. Salata ve sandviçlerden yine vazgeçmeyen mekan, daha profesyonel bir yemek mönüsü ile misafirlerini ağırlıyor.

EAR standartları
Dünya çapında 17 şubesi bulunan EAR’nin dünyada ilk kez kafenin dışında restoran konseptiyle Emporio markasını birleştirdiği İstinyePark’taki mekanı, İstanbul gastronomisine deyimi yerinde heyecan katan cinsten. Bu konsept ile ilk lezzet durağını İstinyePark’ta açan EAR’nin üst segment bir restoran olduğunu dile getiren başarılı mutfak şefi Yener Özden, mekanın Doğuş Holding bünyesinde olduğunu da ekliyor. İstanbul’da sayıları her geçen gün artan İtalyan restoranlarının aksine İtalya’nın yöresel yemeklerini ön plana çıkaran mekanda, mönünün tamamı da sağlıklı yiyeceklerden oluşuyor. “Makarna her mekanda tereyağı ile yapılıyor. Ancak sağlıklı olmadığına inandığımız hiçbir ürünle yemek yapmıyoruz ve biz tereyağı kullanmıyoruz” diyen Özden, “sağlıklı yemek, mevsiminde ürünler, kalite fiyat dengesi, doğru ürün ve zaman” kelimelerinin EAR’nin standartlarını oluşturduğunu söylüyor.

Mönü sürekli değişiyor…
Mönünün sık sık değiştiğini dile getiren Özden: “Bugün bulduğum bir ürünü 15 gün sonra bulamayabilirim. Bu nedenle taze ve mevsiminde ürünleri de standart edindiğimizden mönü sürekli değişiyor” şeklinde konuşuyor. Sebze ve meyve dahil her ürünün taze olduğuna dikkat çeken Özden, mönüye sadık kalmak adına kötü ürün sunmak gibi bir niyetlerinin olmadığını belirtiyor. EAR’nin dünyadaki şubelerine oranla İstanbul ayağının daha dinamik olduğunu düşünen Özden, ürünlerdeki ve mönüdeki hassasiyetlerini bir kez daha vurguluyor. Örneğin mozzarella peynirini EAR standartlarını iyi kavrayan bir üreticiye özel olarak yaptırdıklarını anlatan Özden, bazı ürünleri de İtalya’dan getirttiklerini söylüyor.

El yapımı makarnalar
Makarnaların üzerinde önemle duran Yener Özden, çoğu restoranda krema ve tereyağı ile yapılan makarnaları EAR standartları çerçevesinde zeytinyağı ile yaptıklarından bahsediyor. Makarnaların en büyük farklarından biri de el yapımı olmaları. Armani markasının makarnalarıyla kendine has bir duruşu olduğunu dile getiren Özden, makarnaların isimleri ile birlikte reçetelerinin de yalnızca EAR’ye özel olduğunu belirtiyor. İtalya’nın farklı bölgelerine ait yöresel lezzetleri ön plana çıkaran mekanda, standart lezzetlerin yanı sıra oldukça farklı alternatifler bulunuyor. Domatesleri dahi sürekli taze kullanmak adına İtalya’dan soyulmuş bir şekilde getirten mekan mutfağında sağlıksız ve mevsiminde olmayan ürüne yer yok!

“İleri seviyede lezzetler hedefliyoruz”
Pizzalarıyla da piyasadaki diğer restoranlardan ayrılan EAR’de pizzalar ince ve çıtır çıtır. Farklı ürünler ve farklı usullerle yapılan pizzaların hiçbir yerde yenemeyecek kadar özel olduğunu söyleyen Özden, üstü kapalı şekilde pişirilen pizzanın Türk misafirler tarafından oldukça beğenildiğini de ekliyor. EAR olarak amaçlarının klasikleşmiş lezzetlere farklı bir yorum getirmek ve en iyisinin yine bu mekanda yenebileceğini göstermek olduğunu söyleyen Özden: “Daha ileri seviyede lezzetler hedefliyoruz” diyor. Mekan mönüsünde yine İtalya’nın tatlı yönlerine de yer verilmiş. İtalyan mutfağının nadide tatlılarını da çıkaran mekan, bu yönüyle de büyük beğeni topluyor.

170 şişelik şarap kavı
Şarap ve yemek uyumuna hakim olan EAR’de oldukça geniş şarap alternatifleri bulunuyor ve tabi ki İtalyan şaraplarına da yer veriliyor. Yaklaşık 170 şişelik şarap kavına sahip olan mekanda ayrıca nadide restoranda bulunan pro mönü bulunuyor. Geniş şarap seçeneklerinden bahsederken bar olarak da hizmet verdiklerini belirten Özden, gerek müziği, atmosferi gerekse geniş içki mönüsüyle kusursuz bir bar olduklarını söylüyor. Merkezi Milano’da olan EAR’nin yine standartları doğrultusunda yemek ve şarap uyumları merkezden yapılıyor. Servis personelini de bu yönde bilgilendiren mekan, yemek siparişinin ardından şarap tavsiyelerinde bulunuyor. İtalyan şaraplarının yanı sıra Türkiye’nin farklı bölgelerinden şaraplar da kavdaki yerini alıyor.

Sadelik ve yüzde yüz zeytinyağı
Türklerin İtalyan mutfağına sempati duyduğunu söyleyen Özden, benzerlik gösteren iki ayrı mutfağın lezzetlerinin Türk misafirler tarafından çok beğenildiğini anlatıyor ve ravyoli ile mantıdan örnek veriyor. “Bir Japon mutfağının yanında İtalyan mutfağının ülkemize adapte olması daha kolay” diyen Özden, Türkiye’de Türk ve Osmanlı mutfağını yansıtan restoranlara oranla İtalyan restoranlarının çoğunlukta olduğunu da ekliyor. Başarılı, lezzetli, sağlıklı ve hafif olarak nitelendirdiği İtalyan mutfağının Türk damak zevkine uyduğunu düşünen başarılı şef, kendisinin de en beğendiği ülke mutfaklarından biri olduğunu söylüyor.” İtalyan mutfağının en önemli farklılıkları da sade sunumlar ve yüzde yüz zeytinyağı kullanıyor olması” deniyor. Türk zeytinyağlarını İtalyanların yağlarından çok daha başarılı bulan Özden, bu nedenle EAR mutfağında Ege’den seçtiği zeytinyağlarını kullanıyor.

“Et ve balık bulmakta zorluk çekiyoruz”
EAR mutfağında kullanılan birçok ürünü ne yapıp edip temin eden Özden, et bulma konusunda biraz sıkıntı çektiğinden yakınıyor. “İstediğimiz eti, istediğimiz ürünü bulamıyoruz” diyen Özden, Türkiye’deki besicilikten şikayet ediyor. Yine deniz mahsulleri konusunda da sıkıntı çeken deneyimli şef: “3 tarafı denizlerle çevrili bir ülkede aradığım deniz ürünlerini bulmakta zorluk çekiyorum” diyor. Her zaman istediği balığı bulamayan Yener Özden, bu nedenle mönüyü sık sık revize ediyor. Av etlerinin mönüde özellikle yer almasını isteyen Özden, denediklerini ancak yine uygun etleri bulamadıklarından vazgeçtiklerini anlatıyor ve bu konuda da yeterli üretici ve tüketici olmadığını düşünüyor.

“Aperitivo’da iddialıyız”
Akşam 17:00 ile 19:00 saatleri arasında mekanda yapılan Aperitivo, Pazartesi’den Cuma’ya hafta içi her gün gerçekleşiyor. Bu özel saatlerde hazırlanan Aperitivo Kokteyl seçiminize DJ Burak Yontarkol’un müzikleri ve mekanın ikramı lezzetler eşlik ediyor; İtalyan salam, peynir, kanepe çeşitleri gibi. Barda bu konsepti uyguladıklarını dile getiren Özden, iş çıkışı trafiğe takılmak istemeyen ve hoş vakit geçirirken aynı zamanda taze ve mevsimsel atıştırmalıklar ile içkilerini yudumlayan misafirlerin tercih ettiği bu konseptte oldukça iddialı olduklarını söylüyor.

Haber: Selcan Karaburun / FoodinLife