FREE WORLDWIDE SHIPPING OVER $100

LAST CALL: LOWEST PRICE GUARANTEE 50% OFF. EXPLORE

Mekanlardan
Posted in

Duble Meze Bar ile bir ‘duble’de İstanbul

Yaklaşık iki ay önce hizmet vermeye başlayan Duble Meze Bar, Pera’nın İstanbul’a açılan yeni kapısı. Tarihi Yarımada’ya bakan konumu, 40’tan fazla sıcak-soğuk meze çeşidi ve zengin şarap kavıyla şimdiden müdavimleri oluşan mekanda, gelenseksel lezzetler şık sunumlarla karşınıza çıkıyor. Kadehlerden ise İstanbul taşıyor.

Bugüne kadar meze-bar konseptiyle karşılaşmadıysanız ve yolunuz Pera’ya düşerse Duble Meze Bar’a mutlaka uğrayın. Palazzo Donizetti Hotel’in muhteşem İstanbul manzarasına hakim teras katında, Arto Ankaralıyan ve Emre Çapa ortaklığında hizmete giren mekan, 40’tan fazla sıcak-soğuk meze çeşidi ve zengin şarap kavıyla şimdiden müdavimlerini oluşturmuş. İki katlı düşünülen Duble Meze Bar‘ın ikinci katı yaz aylarına doğru hizmete girecek. İkinci katın daha çok lounge konseptinde olması planlıyor. İsmini mekanın iki katlı olmasından alan Duble Meze Bar, sık sık kullandığımız “Bir duble içelim” sözüne de gönderme niteliğinde… Keza geleneksel lezzetlerin şık sunumlarla masanıza taşındığı Duble Meze Bar’da kadehlerinizden İstanbul taşıyor.

İç tasarımı Darc Mimarlık’ın kurucusu Ufuk Alparslan tarafından projelendirilen Duble Meze Bar, üstü açılıp kapanabildiği için güzel havalarda tamamıyla açık bir mekan olarak hizmet verebiliyor. Konfor unsurlarının ve ahşap tonlarının öne çıktığı mekanda yalnızca doğal malzemeler kullanılmış ve duvarlara monte edilen aynalarla daha ferah bir ortam yaratılmış. Arto Ankaralıyan’ın “Restoranın kalbi” diye nitelediği 10 metre uzunluğundaki barda elbette mezeler sergileniyor. Konuklar, mezelerin büyük bir kısmını burada görerek seçim yapabiliyor. Meze ağırlıklı bir mönünün olmasının insanlar tarafından ilginç bulunduğunu dile getiren Arto Ankaralıyan, Duble Meze Bar için şunları söylüyor: “Burası aslında melez bir mekan. Görsel açıdan bir mezeci değil, çok daha şık görünen bir yer ama yemek mantığı tamamen meze üstüne kuruldu. Mekanın bu sade şıklığına yemeğin daha gelenekçi olması da iyi oturdu. Yeterince şık, manzarayı öne çıkaran, ahşap tonların ağırlıklı olduğu bir yer.”

Duble Meze Bar aşağı yukarı 100 kişilik bir mekan. Servis saat 18:00’da başlıyor, hafta sonu gece 02:00’a kadar kapılar açık kalıyor. Çarşamba, Cuma, Cumartesi akşamları DJ Aslı Köse’nin müzik performansı var. Çoğunlukla eski 45’liklerin çalındığı mekanda saat 23:00’dan sonra sohbet yerini eğlenceye bırakıyor.

Hem gelenekçi hem modern bir mönü
Altı kişilik bir mutfak ekibi bulunan Duble’de işler oldukça genç ve dinamik bir ekiple yürüyor. Mutfak Şefi Umut Karakuş, mönüyü Arto Ankaralıyan ile birlikte oluşturmuş. Mönüde 40’tan fazla sıcak-soğuk meze çeşidi ve dört çeşit ana yemek bulunuyor. Ana yemeklerin ikisi ortaya gelen ve konukların paylaşarak yiyebileceği lezzetler. Hem gelenekçi hem modern bir mönü hazırlanmış. Şöyle ki geleneksel lezzetlerin orijinaline sadık kalınırken, bu lezzetlerin eşlikçilerine dokunuşlar yapılmış. Örneğin mönüde yer alan ‘kokoreç’ alışık olduğumuz lezzetinde sunuluyor, ancak altında bruschetta ile geliyor. Sunulan mezelerin çoğunluğu Türk mezesi. Bunun yanında Ortadoğu ve Balkan lezzetleri de yer alıyor. Geleneksel ve çoğunluğu da unutulmuş olan Türk mezelerini küçük dokunuşlarla modernleştirdiklerini belirten Arto Ankaralıyan mönüde yer alan lezzetlerle ilgili şu bilgileri paylaşıyor: “Yeni bir bakış açısı yaratıyoruz aslında. Örneğin, terbiyeli somonumuz var. Pancar suyunda bekleterek marine ediyoruz. Bu hem gelenekçi bir yaklaşım hem de dünya mutfağı niteliğinde. Ama onun yanında midye dolmamız da var. Midye dolmamız için tam olarak İstanbul usulü diyebilirim. Köz patlıcanımız var; patlıcanı Hatay’dan geliyor. Onu da tahin ve çörek otuyla servis ediyoruz.”

Şaşırtan leziz dokunuşlar
Hardallı levrek, Duble Meze Bar’ın spesiyal lezzetlerinden. Diğer mezeler arasında topik, çerkez pate, papaz yahnisi, hurmalı şakşuka, pastırma turşusu, terbiyeli enginar, Pers Pilavı gibi farklı ve leziz birçok seçenek var. Aşina olduğumuz lezzetler bizi şaşırtacak yeniliklerle de sunulabiliyor. Örneğin lakerda, altında kırmızı, taze soğan ve maydanozla sunuluyor. Humus servis edilirken, üstünde kestane mantarı ve çam fıstığı kullanılıyor ve trüf yağıyla soteleniyor. İzmir kökenli bir lezzet olan İsli Borani ise şeftali ağacı kabuğuyla tütsüleniyor. Mönüde pazı sarma, deniz güveci, ciğer, paçanga gibi sıcak lezzetler de öne çıkıyor. Mezelerin büyük bir çoğunluğu günlük olarak hazırlanıyor.

Ana yemeklerde dönemin balığı neyse o tercih ediliyor. Mönüde ‘Tepeleme’ ismiyle yer alan balık tabağında yine mevsimin öne çıkan küçük balıkları bulunuyor. Etleriyle de iddialı olan mekanda Bonfile torpido, tek taraflı antrikot, dana payyar gibi çeşitler var. Dört çeşit tatlı servis edilen mekanda, içinde tahin helvası bulunan minicik sarılmış sigara böreği olan Kanolu, tatlılar arasında en ilginci. Konukların tabağı birbirinin önünden çekerek yediğini söyleyen Arto Ankaralıyan’ın tanımıyla Kanolu; “İcat bir tatlı…”

Bikem KARABAL

Kaynak: www.gastronomi.com.tr