İstanbul’un tarihi ve kültürel dokusunu en iyi yansıtan semtlerden biri olan Beyoğlu’nda geçtiğimiz günlerde hizmete giren Bistro, bilindik lezzetleri farklı yorumlarla sunan bir “İstanbul Bistrosu” olarak tasarlandı. Gündelik tatların, hoş sunumlarla tamamlayıcı şekilde sunulduğu mekanın mimarisi oldukça merak uyandırıcı… Ağa Han ödüllü Mimar Han Tümertekin’in liderliğindeki geniş bir ekibin yeniden işlevlendirdiği tarihi bir binada hizmet veren SALT Beyoğlu’undaki Bistro, açık mutfağı ve barının yanı sıra, malzeme seçimiyle de yapının tümünde hakim olan mimari yaklaşımı yansıtıyor.
Yumuşak renklerin hakimiyetindeki mekanda oluşturulan konsept, yemeklerin herkes için ulaşılabilir kılınması prensibiyle güzel bir uyum sergiliyor. 12.00 – 24.00 saatleri arasında hizmet veren Bistro’da, A La Carte Menü’nün yanı sıra, SALT Beyoğlu’ndaki sergilerden esinlenilerek hazırlanan özel bir sergi menüsü de bulunuyor. Menüler, SALT Beyoğlu’ndaki sergiler değiştikçe, sanatçıların eserleri, beğenileri, kültürleri ve yaşamlarından yola çıkılarak yenileniyor. Amaç misafirlerin sergilerden aldıkları görsel doyumu, tatsal hazlarla bütünleştirmek ve benzersiz kılmak…
85 kişilik kapasitesiyle hem kapalı alanda hem de bahçede hizmet veren Bistro’nun Ortağı ve Şefi Murat Bozok, “SALT Beyoğlu’nda gerçekleştirilen sergiler en büyük ilham kaynağımız… Bu sergilere bağlı olarak her 2-3 ayda bir yenilenen özel sergi menüsü de hazırlıyoruz. Böyle bir menüyü yapıyor olmak, yaratıcılığımı artıyor ve bana daha fazla ilham veriyor. Bistro’da kullandığımız açık mutfak konsepti ise benim her zaman sevdiğim unsurlardan biri ve amaçladığımız ‘transparan mutfak’ anlayışıyla uyum içinde… Taşfırınımız var. Çok güzel pizzalar ve el yapımı makarnalar yapıyoruz. Mimolett’ten farklı olarak, Bistro’da daha rustik bir mutfağımız var. Mottomuz ise herkes için erişilebilir olmak… Menülerimizi demokratik fiyatlarla sunuyoruz.” dedi.
