Restoranlar
Posted in

Ayder Kurufasulye Restaurant

Posted in

Bu kuru fasulyenin tadını bir kere alan iflah olmaz. Sevmeyen de hiç sevmez, kendine barbunyayı ve nohutu dost edinir. Annemizin yaptığı ya da esnaf lokantalarında yediğimiz etli ve pastırmalı kuru fasulyeler yanında İstanbul’u kuşatan yeni tarz kuru fasulye mekanları bu milli takım ruhunun bambaşka bir yüzünü ortaya çıkartıyor. Şahsen lokantalarda el ense çektiğimiz bu yemek, özel pişirme usülüyle ana yemeğe dönüşerek şaşırtıyor lezzetseverleri. Önünüze servis edilirken sanırsınız Diyarbakır’ın kuzu dolması getiriliyor masanıza. Ama hakkını da vermek lazım, insan yiyince en az yarım kuzu dolmasını indirmiş kadar oluyor ağırlıktan. Trabzon Vakfıkebir’in tereyağıyla pişen Erzurum’un İspir fasulyesi harika bir yemek olarak arz-ı endam eyliyor masanızda.

Erzurumluların yetiştirdiği ve Karadenizlilerin meşhur ettiği bu ‘new kuru fasulye’nin en eski mekanlarından birisi de Ayder. Bakmayın siz beş yıldır Bağlarbaşı’nda hizmet verdiğine, öncesinde de bir o kadar Bağcılar geçmişi var. Hüseyin Fıstık ve Mehmet Salih Kısır’ın ortaklaşa işlettiği Ayder, 120 kişilik bir mekan ve çoğu zaman yer bulmak mümkün olmuyor. Çünkü ağzının tadını bilen birçok kişi Ayder‘in fasulyesine müptela. Cengiz Kaplanoğlu, İzel, Hasan Şaş, Yalçın Merteş, Yıldız Tilbe, Zuhal Olcay, Sinan Şeşen, Reha Yeprem gibi isimlerin tercih ettiği Ayder‘in kuru fasulyesinin pişme kıvamı yerinde. Vakfıkebir yağının tadını ağır bulanların biraz uzak durduğu doğru. Ancak Ayder diğer fasulyecilere göre bu kıvamı biraz hafifletmeyi başarmış.

Kuru fasulyenin yakın silah arkadaşlarından pilav ve turşuda da kaliteyi yakalayan Ayder, beyaz değil de sarışın bir pilav getiriyor önünüze. Nedeni ise pilavın tereyağı ile kavrulması… İçinde fasulye de bulunan turşu ise özel olarak evde yaptırılıyor ve lezzetiyle parmaklarınızı ısırtıyor. Ayder‘in bu üç atlısının yanında alternatif isteyenler için Karadeniz’in meşhur etli karalahana sarması da bulunuyor. Evde hazırlanıp gelen ve oldukça lezzetli olan karalahana sarmasının yanında dana etinden yapılan özel kavurma var ki mutlaka tatmalısınız. Arzu edenler için ayrıca köfte de bulunuyor. Tabii bu işin mıhlaması da olmalı, hamsisi de diye tutturursanız bilemem. Lakin bu şekilde büyüyen her şey, merkezden uzaklaştıkça lezzetini de kaybediyor. Bunu da unutmamak lazım.

Ayder‘de on kişi ile hizmet verdiklerini söyleyen Hüseyin Fıstık, tatlı olarak Giresun tel kadayıfı, sütlaç ve Kemalpaşa tatlısı sunduklarını belirtiyor. “Giresun tel kadayıfını özel olarak Rize’den getirtiyorum. Burada baklava ve Laz böreği denedik; ama tutmadı.” diyen Fıstık, yakın çevreye servis sunduklarını, aynı zamanda da 10 ila 1000 kişiye kadar dışarıya kuru fasulye yaptıklarını kaydediyor.

Ücretsiz çayı yanında ücretsiz bir otoparkı da bulunan Ayder, sabah 7.30’dan gece 22.30’a kadar haftanın her günü açık. Eh Ayder Yaylası’nın temiz havasını özlediyseniz yapacak bir şey yok tabii, onu ancak duvarlara asılan fotoğraflardan soluyabilirsiniz.