Dünyada sudan sonra en çok içilen içecek olan kahve, Coffea cinsinde yer alan bir ağacın meyve çekirdeklerinin kavrulup öğütülmesiyle elde ediliyor. Kahve ağacının ilk bulunduğu yer ise Habeşistan’ın Kaffa yöresi. Kahve ağacı dikildikten ancak üç yıl sonra meyve vermeye başlıyor ve yaklaşık 30 yıl meyve vermeyi sürdürüyor. Kahve meyveleri olgunlaştıktan 14 gün sonra çürümeye başlıyor.

Kahve tarımı ağırlıklı olarak tropikal iklimlerde yapılıyor. Zira ani ısı değişikliklerinde kahve ağacı ölüyor. Dünyada en çok yetişen kahve çekirdeği Coffea Arabica ve Coffea Carephora (Robusta). Arabica; iklim koşullarına karşı çok dirençli olmadığından yetiştirilmesi zor oluyor ve pahalıya satılıyor. Carephora (Robusta); iklim koşullarına karşı daha dirençli olduğundan kolay yetiştiriliyor ve ucuza satılıyor. Robusta çekirdekleri Arabica’ya göre iki kat fazla kafein içeriyor. Türk kahvesi, telvesi ile servis edilen tek kahve çeşidi olma özelliği taşıyor. Ayrıca öğütülme derecesi ve hazırlanma yöntemiyle de diğer kahvelere göre farklılık gösteriyor. Filtre kahve, öğütülmüş çekirdek kahvesinin filtre tipine göre demlenmesiyle elde ediliyor.

Instant yani hazır kahve ise filtre işleminden geçmiş bir kahvenin farklı şekillerde kristalize edilmesiyle oluşuyor. Öğütülmüş kahvenin ömrü, saklama şekline göre değişiyor. Hassas bir ürün olduğu için kuru ve serin bir yerde saklanması gerekiyor. Çünkü ortamdaki oksijen ve nem, kahve aroması üzerinde kısa sürede olumsuz bir etki yapabiliyor. Bu nedenle öğütülmüş kahvenin, metal kutulara konulması ve buzdolabında barındırılması önemli sayılıyor.

Çekirdek kahvenin 6 ay; öğütülmüş kahvenin ise 1 ayda tüketilmesi gerekiyor. Kahve çekirdeklerinin toplandıktan sonra belirli bir derecede ve sürede fırınlanması gerekiyor. Fırında az kaldığı ya da fazla ısıtıldığı zaman tadında bir acılık meydana geliyor. Kahve içerken ağzımızdaki kahve aro-masının hemen yok olmaması için kahvenin yanında yediğimiz aperatif yiyeceklerin kahve aromasını bastırmayacak ürünler olması gerekiyor.

Leave a Reply