FREE WORLDWIDE SHIPPING OVER $100

LAST CALL: LOWEST PRICE GUARANTEE 50% OFF. EXPLORE

Mekanlardan
Posted in

Ödüllü şeflerin mutfağı: La Torre

Posted in

Le Méridien İstanbul Etiler‘in eşsiz restoranı La Torre, ödüllü şeflerin hazırladığı ve Akdeniz tatları ile Türk mutfağının yaratıcı lezzetlerini birleştiren mönüsüyle şehre yeni bir bakış açısı getiriyor.

Hani Etiler’den köprüye bağlanırken gözünüze takılan yüksek bir bina var ya, işte orası Türkiye’nin ilk Le Méridien oteli. Bu konsept otelin, kendisi gibi duruş sahibi bir de restoranı var, La Torre. Time Out’un haberine göre; La Torre, şehrin yenisi Le Méridien İstanbul Etiler’in dördüncü katında yerleşik. İçeri girdiğinizde dikkatinizi çeken ilk şey, mekânın ferah atmosferi ve Sinan Kafadar’ın elinden çıktığı her halinden belli olan modern dekorasyonu. Her detayı ince ince düşünülmüş La Torre’nin iş yemekleri ve özel toplantılar için rahat edebileceğiniz özel alanları da mevcut. Gün ışığının maksimum kullanımıyla aydınlık bir ortamda, şef Tarkan Özdemir’in Uzakdoğu ve Akdeniz mutfağından tatları Türk damak tadına uyarlayarak hazırladığı menüyü deneyebilirsiniz. Ayrıca öğle saatlerinde otel misafiri olmasanız bile açık büfeden faydalanma şansınız var.

Bunun dışında şefin her bir tat ve sunum için özenle çalıştığı a la carte menü günün her saati emrinize amade. Menünün çeşitliliği ise değişik tatları birlikte denemek isteyen maceraperestler için biçilmiş kaftan. Örneğin, başlangıçlardan seçeceğiniz modern Türk böreği kreasyonunda, kadayıf içinde pastırma, baklava hamuru içinde levrek ve güllaç hamuru içinde ördek but ile gelenekselle modernin, tatlı ile tuzlunun buluşmasına şahit olup şaşırabilirsiniz. Şefin bu yemekleri, Türk halkının farklı tatları deneme konusundaki önyargısını kıracak gibi duruyor. Üstelik porsiyonlar da bu tarz mekânlarda alışık olduğumuzun aksine gayet doyurucu.

Ana yemeklerde ise makarna, risotto, pizza, deniz ve tatlı su, çiftlik ve kırsal ürünlerinden seçmeler var. Ana yemeklerde de menünün genel ağırlığını oluşturan farklı tatların bir arada kullanma prensibini bağlı kalınıyor. Zeytin ve dolmalık fıstık ile kaplanmış deniz levreğinin krokanı andıran dış yüzeyi yenilikçi bir yorum. Ağır ateşte pişirilmiş morina balığının dana uykulukla nasıl bir uyum içerisinde olduğunu görmek için bile La Torre’ye gidilir. Burada bir parantez açıp, servisten de bahsetmek gerek. Garsonların yemekler hakkındaki bilgisi, servisteki profesyonellik ve yapay durmayan samimiyetleri gerçekten takdire şayan. La Torre’de hem ortam hem de yemekler gizli bir alçakgönüllükle örtülü sanki; hiçbir şey gereğinden fazla gösterişli değil. Gösteriş demişken Tarkan Özdemir’in uzmanlık alanlarından olan tatlılara değinmek gerek. Yeşil, şeffaf, yenilebilir bir elma formunun içerisinde servis edilen Havva’nın elması, üzerine sıcak çikolata sosunu döktüğünüzde tavanı eriyen kubbe ve serinleten dokusuyla mojito (bildiğiniz mojitolardan değil), tatlı menüsünün öne çıkan lezzetleri. Şüphesiz, enteresan olduğu kadar leziz menü de böyle bir kapanışı hak ediyor.

Kaynak: www.timeoutistanbul.com

Comments are closed.