René Redzepi’nin restoranı Noma, geçen yıl ikinciliğe düşmüş olmasına rağmen bu yıl liste başına yükselmeyi başardı.
Cacao Barry sponsorluğundaki El Celler de Can Roca’nın pastane şefi Jordi Roca ise bu yılın en iyi pastane şefi seçildi. Gaggenau sponsorluğundaki D.O.M. ile Alex Atala, “Şefin Seçimi” ödülüne değer bulundu. René Redzepi, ödül gecesinde yeniden 1 numaraya yerleştiğini öğrenince oldukça heyecanlandı. Ödül hakkında yaptığı açıklamada “Listedeki yerimizin değişmeyeceğini düşünüyorduk. Bu bizim için muhteşem bir an. Biz buraya hiçbir şey beklemeden geldik. Çünkü tüm gazeteler ‘Noma’nın işi bitti’ diyordu! 1 numaraya çıkmak büyük bir sürpriz oldu” dedi.
2010, 2011 ve 2012’de liste başı olduktan sonra ikinci sıraya düşen Noma, S.Pellegrino Dünyanın En İyi Restoranları listesinde bu yıl yine liste başında. S.Pellegrino ve Acqua Panna’nın Londra’da düzenlenen ödül töreninde açıkladığı liste, gastonomi dünyasının en saygın değerlendirmelerinden biri kabul ediliyor.
Cacao Barry sponsorluğundaki El Celler de Can Roca’nın pastane şefi Jordi Roca, en iyi pastane şefi ödülü almasının yanı sıra El Celler de Can Roca, listede Noma’yı takip ediyor. İspanya’nın listede 7 restoranı bulunuyor ve bunlardan 3’ü ilk 10’a girmiş durumda. Mugaritz, 6. sırada; Arzak ise 8. sırada yerini koruyor. 26. sırada yer alan Azurmendi ise ayrıca “sürdürülebilir restoran ödülü”ne değer bulundu.
Massimo Bottura’nın restoranı Osteria Francescana, bu yıl da 3. sıradaki yerini korurken bu yıl ilk kez İngiltere 2 restoranla ilk 10’a girmeyi başardı. Dinner by Heston Blumenthal, iki sıra yükselerek 5. sıraya, The Ledbury ise üç sıra yükselerek 10. sıraya yükseldi. Fransa ise listeye 5 restoran ile dahil oldu.
ABD, ilk 10’da 2 restoranla yer alırken, listede bulunan 7 restoranıyla İspanya ve Fransa ile yarışır durumda. Acqua Panna sponsorluğundaki Eleven Madison Park (New York), bu yıl 4. sırada. Güney Amerika da gastronomi dünyasının iddialı lokasyonlarından biri olma yolunda ilerliyor.
Dünyanın En İyi 50 Restoranı 2014 Yılı Listesi, www.theworlds50best.com adresinde yayınlanıyor.
1. Noma – Danimarka
Sahibi ve şefi René Redzepi’nin Kopenhag’daki restoranı bu yıl yine liste başında. S.Pellegrino’dan aldığı dünyanın en iyi restoranı unvanını ve Aqua Panna’nın Avrupa’nın en iyi restoranı listesinde de yine liste başı. Noma’nın başarısının arkasında ise marketten alınan ürünlerin mutfakta hazırlanmasından çok, uzun bir araştırma süreci yatıyor. Amaçları restoran işletmeciliğinden öte, kuzeyin lezzetlerini tanıtmak olan ikili, restoranı açmadan önce yörede yetişen ürünleri tanımak için çiftçilerle ve botanikçilerle derin araştırmalar, geziler ve deneyler yapmış. Yeni tatlar oluşturmak, geliştirmek ve tanıtmak için açtıkları ‘Kuzeyli Yemek Laboratuvarı’ 2010 yılından beri faaliyette.
2. El Celler de Can Roca – İspanya
Üç Michelin yıldızının yanı sıra S. Pellegrino’nun 2013’te dünyanın en iyi restoranı, The Acqua Panna’nın ise Avrupa’nın en iyi restoranı seçtiği El Celler de Can Roca, üç erkek kardeşin eseri. En büyük kardeş olan baş aşçı Joan Roca’ya mutfakta 35 kişilik bir ekiple birlikte, pastane şefi olarak kardeşi Jordi Roca eşlik ediyor. Josep Roca ise sommelier olarak konukların şarap seçmesine yardımcı oluyor. En büyük kardeş olan Joan Roca, Escola d’Hosteleria de Girona’da öğrenim gördükten sonra bu okulda eğitmen olmuş. 2000 yılında İspanyol gastronomi Akademisi tarafından “yılın şefi” seçilen Joan’ın çoğu Katalanca ve İspanyolca yayınlanmış 5 kitabı bulunuyor. Joan Roca, 1990’lı yıllarda ortaya çıkan, yiyeceklerin hava geçirmez plastik poşetlerde sıcak suda pişirilmesinden oluşan sous-vide pişirme tekniğinin öncülerinden biri.
3. Osteria Francescana – İtalya
Ossobuco reçetesini yeniden yaratan, Lou Reed ve Cindy Sherman gibi isimlere yemeklerini sunmuş, modern İtalyan gastronomisinin süper starı sayılan Massimo Bottura, caz müzikten ve sanattan esinlenerek tabaklarını oluşturuyor. Modena’da 1995’te açtığı restoranı Osteria Francescana’yı renove etmesinden sonra, “Kamuflaj” adlı tabağıyla gündeme oturan Bottura, restoranını Bottega Veneta’nın mobilyalarıyla eve benzeyecek biçimde dekore etmiş. Restoranın özellikle ev sıcaklığı sunmasını istediğini söyleyen şef, mekanda fazla masa bulundurmuyor; çünkü her misafiriyle tek tek ilgileniyor.
4. Eleven Madison Park – ABD
New York’ta Credit Suisse binasında bir fine-dining restoranı. Şef Daniel Humm ve ortağı Will Guidara’nın Art Deco değişik bir yemek deneyimi sunuyor. Servis elemanı masanıza üzerinde malzemelerin yazılı olduğu bir deste iskambil ile geliyor ve bahse girerek yemeğinizi seçiyorsunuz. Restoranın başındaki diğer isimler chef de cuisine Chris Flint ve Executive Pastry Chef Angela Pinkerton. Spesiyali ise bal ve lavantayla fırında kızartılmış ördek.
5. Dinner by Heston Blumenthal – İngiltere
Şeflik eğitimi almadan, hatta çıraklık bile yapmadan, kendi restoranı The Fat Duck’ı açtığında şef olan Heston Blumenthal, şu an İngiltere’nin en tanınmış TV şefi. 1995’te açtığı, 3 Michelin yıldızlı The Fat Duck öncesindeki tek deneyimi, “birkaç profesyonel mutfakta 3 haftalık” çalışmadan ibaret. Kendi kendini eğitmiş biri olan Blumenthal, moleküler gastronomi akımının önde gelen isimlerinden. 2011’de açtığı Dinner by Heston Blumenthal’de şefin yeniden keşfettiği haliyle geleneksel İngiliz mutfağı sunuluyor.
6. Mugaritz – İspanya
Mugaritz’in mutfağı temel olarak İspanyolların tapas usulü yemeklerinden oluşuyor. Üç saat içinde masanıza en az 20 veya isterseniz daha fazla çeşitte zengin bir mönü geliyor. Balık ve diğer deniz ürünleri, sebze ve etin farklı şekillerde bir araya getirilmesiyle bilimden ve doğadan ilham alıyor; yaratıcı ve zevkli sunumlar misafirlerini eğlendirmeyi sağlıyor. Ünlü şef Andoni Luis Aduriz misafirleriyle oyun oynamayı, onlarla keyifli zaman geçirmeyi ve bir restoranda yemek yemenin insanın üzerinde bırakabileceği farklı etkileri keşfetmeyi amaçlıyor.
7. D.O.M – Brezilya
D.O.M. (Deo Optimus Maximus – Tanrı en büyük ve en iyidir) anlamına geliyor. Alex Atala D.O.M.’u açmadan önce, high-end restoranlarda dominant mutfaklar Fransız ve İtalyan’dı. Şimdiyse Güney Amerika yemekleri ve malzemeleri tüm dünyaya yayılmış durumda. Öncü şef Alex Atala yarı botanikçi, yarı tarihçi. Menüsünde yer alacak potansiyel malzemeleri araştırmak için Amazonları gezmiş.
8. Arzak – İspanya
Modern Bask mutfağı sunulan Arzak, şef patronu Juan Mari Arzak ve kızı Elena Arzak Espina tarafından yönetiliyor. 1897’de Juan Mari’nin büyükbabası tarafından açılan adres, aynı zamanda dünyanın ilk mutfak araştırmaları laboratuarlarından biri. Juan Mari, aşçılıkla bilimi birleştiren ilk şefler arasında. Freeze-drying (dondurarak kurutma), dehydration (susuz bırakma) ve distillation (damıtma), Juan Mari’nin gelişmesine katkıda bulunduğu teknikler arasında.
9. Alinea – ABD
Grant Achatz, 2005’te Alinea’yı açtığından beri mutfak sanatlarında inovasyon alanında dünya lideri olmuş bir isim. En popüler tabaklarından sıcak patates, soğuk patates ve siyah trüfün yanı sıra değişik sunumları da dünya çapında tanınmasını sağladı. Gastronomiye ileri teknolojiyi sunan adreslerden biri.
10. The Ledbury – İngiltere
Şef Brett Graham, modern Fransız mutfağı sunduğu restoranıyla bu yılki listeye 10 numaraya yükselmiş durumda.
Dünyanın En İyi 50 Restoranı 2014 Yılı Listesi’nin tümü şöyle