İstanbul’da şekercilik, 132 yıllık geleneğe sahip Merkez Şekercisi gibi tarihi dükkanların varlığıyla öne çıkan bir meslek. Bu yazıda, Merkez Şekercisi’nin sahibi Mustafa Bey’in hikayesi üzerinden İstanbul’da şekerci olmanın tatlı ve tuzlu yönlerine değineceğiz.
Mustafa Bey’in Hikayesi:
56 yaşındaki Mustafa Bey, doğduğundan beri Merkez Şekercisi’nde çalışıyor. Dedesinden devraldığı bu geleneksel dükkanda lokum, baklava ve ekmek kadayıfı gibi lezzetler sunuyor. Mustafa Bey, şekercilik mesleğinin zorluklarına rağmen, tarihi bir atmosferde bu lezzetleri yaşatmanın keyfini de yaşıyor.
Merkez Şekercisi’nde Lezzetler:
Merkez Şekercisi’nde Mustafa Bey’in dedesinden kalma dekorun arasında sunulan lezzetler, nostaljik bir deneyim yaşatıyor. Şekerle kaplanmış ev yapımı lokum, kaymaklı ekmek kadayıfı ve camın önünde yer alan bir tepsi baklava, bu lezzetlerden sadece birkaçı.
Ekmek Kadayıfı:
Merkez Şekercisi’nde sunulan ekmek kadayıfı, şerbetle ıslatılmış iki dilim kabarcıklı tatlıdan oluşuyor. Üzerine konulan kaymak ile lezzeti tamamlanan bu tatlı, taze tüketilmesi gereken bir lezzet.
Fıstıklı Lokum:
Merkez Şekercisi’nin fıstıklı lokumları, ‘Tatlıların Ferrari’si’ olarak nitelendiriliyor. Aralarında en göz alıcı ve en pahalı olan duble şam fıstıklı lokum, fıstık severler için ideal bir seçim.
Mustafa Bey’in Dedesinin Favori Lokumu:
Mustafa Bey’in dedesinin favori lokumu ise güllü lokum. Bu lezzetli lokum, Merkez Şekercisi’nde hala en çok tercih edilen lokumlardan biri.
İstanbul’da şekerci olmak, tarihi bir geleneği yaşatmak ve insanlara lezzetli anılar yaşatmak gibi güzel yönlere sahip. Ancak, bu mesleğin zorlukları da göz ardı edilemez. Merkez Şekercisi örneğinde olduğu gibi, bu geleneksel dükkanlar, modern dünyanın getirdiği zorluklarla mücadele ederek ayakta kalmaya çalışıyor.
