İstanbul’dan Antalya’ya beş yıldızlı hizmet veren birçok otel, gurmelere yaraşır mönüler hazırlayan restoranlarıyla da dikkat çekiyor. Başlangıç olarak balkabağı çorbası, ılık kılıç balığı carpaccio ardından ebegümeci yatağında grida şişle devam eden lezzetli bir mönü her turistin hakkı!
Ülkemizin doğal ve tarihi güzellikleri malum… Biz seviyoruz, turistler de bayılıyor. Hizmet kalitesi gün geçtikçe artıyor, otellerin de mimarisi ve dekorasyonu yurtdışındaki dergilere konu oluyor. Örneğin, The Marmara Antalya’nın “Tasarımı ile Büyüleyen Oteller” listesine girmesi gibi… Malum ‘Revolving Loft’ kısmı, kendi ekseni etrafında 360 derece dönüyor, dolayısıyla bu bölümde kalanlar gün içinde hem Antalya’nın muhteşem denizini hem de Torosların eşsiz manzarasını izleyebiliyor.
İstanbul’dan Diyarbakır’a, Türkiye’nin doğal ve tarihi güzelliklerinden zaten turistlerin başı dönüyor, iş yeme-içmeye gelince ise çoğu zaman özel adresler devreye giriyor. En iyi kebap nerede? Ya en lezzetli baklava? Halkın yemek kültürünü en iyi yansıtan esnaf lokantalarından hangisine gidilir? Türk ve dünya mutfağını bir arada sunan ‘özel’ adresler var mı? Eğer deneyimli bir rehberiniz varsa sorun yok, en iyi mekanlar bulunur, dere tepe aşılır gidilir. Bir de konaklanan otel, yeme-içme konusunda iddialıysa işte o zaman tatil gerçekten unutulmaz olur! İş gezisi bile kısa bir tatile dönüşebilir. Türkiye’de bunu gerçekleştiren otellerin sayısı her geçen gün artıyor. The Marmara Antalya Genel Müdürü Mehmet Mülayim, her damak tadına uygun yemekler hazırladıklarını söylüyor: “Tuti Restaurant’dan beach bara, leziz bir füzyon mutfağı sunuyoruz. Cappucino balkabağı, ılık kılıç balığı carpaccio, cevizli avokadolu roka salatasıyla jumbo karides, porcini mantarlı risotto gibi ‘gurme’lere özgü lezzetlerin olduğu zengin bir mönü… Organik ve düşük kalorili yemek seçeneklerimiz de mevcut.”
Çıtır basket tiramisu’dan sukiyaki’ye
Voyage Torba ise Bodrum’un gözde koylarından birinde, a la carte restoranlarıyla da iddialı bir otel… Yemeklere bayılacaksınız! Havuza bağlanan özel ve lüks villarıyla standart ve aile olmak üzere 46 konforlu odası olduğunu da ekleyelim.
İstanbul’un gözde otellerinden Pera Palace’ın ana restoranı Agatha’dan New York Times gazetesinde övgüyle söz edildiğini duydunuz mu? “Agatha Restaurant, İstanbul’un en ciddi gastronomik deneyimlerinden birini sunuyor” deniyor. Ekim ayı boyunca da özel bir tadım mönüsü var, özellikle nar ekşisini sevenler kaçırmamalı.
Swissotel The Bosphorus İstanbul, Japon mutfağının önde gelen adreslerinden Miyako ile yeni sezonda da sushi ve tepenyaki lezzetlerine kaldığı yerden devam ediyor. A la carte bölümünde, özel Japon yemekleri sukiyaki ve Shabu, gözlerinizin önünde hazırlandıktan sonra masaların üzerindeki özel ocaklarda pişirilip servis ediliyor.
The Ritz-Carlton Istanbul Çintemani Restaurant, yarından itibaren yeni brunch büfesiyle hizmet verecek. Ev yapılı reçeller, organik köşesinden sıcak ve soğuk mezeler, el yapımı makarnalar… Boğaz manzarası da bonusu!
Brunch deyince Mövenpick Hotel Istanbul’dan da söz etmeden olmaz! AzzuR Restaurant’da Başaşçı David Hoyle ve ekibi tarafından hazırlanan Türk kahvaltılık çeşitleri, Akdeniz mutfağından örnekler, lezzetli sushi’ler, dünyaca ünlü Mövenpick dondurmaları bu brunch’ta. İstanbul’dan yolu geçenler de çok şanslı!
İstanbul’un ilk dubleks oteli
Rixos Hotels’in İstanbul’daki ilk oteli Rixos Elysium Suites Taksim açıldı. Zincirin 14’üncü halkası olan Rixos Elysium Suites Taksim, mutfak, yemek ve yaşam bölümünü içinde barındıran geniş odalarıyla şehir merkezinde ev konforu sunuyor. Rixos Hotels Markadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Başak Erel “İstanbul’un ilk dubleks oteli olması itibariyle çok özel bir tesis. Taksim’in ardından İstanbul’da Pera ve Bomonti bölgesindeki tesislerimizi de hizmete açacağız” diyor. 20 katta, 1+1 olan 141 süit var, en üst kattaki 260 metrekarelik penthouse ise villa konseptinde. Lübnan kültürünün geleneksel tatları da Layali Restoran’da keşfedilmeyi bekliyor.
Kaynak: Star Gazetesi
