Restoranlar
Posted in

Jash

Beyoğlu Cihangir’de açılan ve Ermeni mutfağından yemekleri sunan Jash, müşterilerini nostaljik tatlarla buluşturuyor. Ermeni yemekleri ağırlıklı bir yer burası. Nitekim Jash, Ermenice’de aş anlamına geliyormuş. Ancak restoran kendisini meze ağırlıklı bir İstanbul lokantası olarak konumlandırıyor.

Alt kata Turhan Selçuk’un tablo boyutlarında renkli karikatürleri damgasını vuruyor. Havalar müsait olduğu sürece kapının önünde, kaldırıma yerleştirilmiş beyaz örtülü masalarda oturuluyor. Ancak şiddetli yağmurda bile oturanları ıslatmayacak bir tavan yapılmış. Kışın havalar soğuduğunda, giriş katıyla bağlantılı, yan tarafları kapatılabilen, oldukça geniş bir alan ortaya çıkıyor.

Jash‘ın menüsü oldukça geniş: Düğün, dalak ve domates çorbaları, soğuk rosto, dana rozbif, füme balık, peynir, ızgara sebze ve şarküteri tabakları. Ara sıcaklarda paçanga, muska ve suböreği, yaprak ciğer tava, ‘yayamın patates mücveri’, yani ‘anneannemin patates mücveri’.

Soğuk meze listesi de epey zengin. Bunlar arasından midye dolması, yaprak ve lahana sarma, dalak dolma tavası, topik, midye pilaki, Çerkez tavuğu, tarama, lakerda, burada ‘demlenme tabağı’ diye adlandırılan, beyaz peynir, zeytin, domates, salatalık, biber. Salatalara ‘canım İstanbul salatası’, ‘Polonezköy salatası’, ‘horiatiki salatası’ gibi değişik isimler verilmiş. Pilav ve hamur işleri arasından kıtır mantı, peynirli ve mantarlı, deniz mahsullü, midyeli lapalar; yani risottolar ve kayısılı, bademli pilavı menünün diğer spesiyalleri.

Restoranın en iddialı ana yemeği tandır etiyle sunulan hünkâr beğendi. Çeşitli et ve tavuk ızgaralar dışında etli yaprak sarma, tavuklu harisa yani keşkek, somon ızgara, iskorpit şiş gibi spesiyaliteler de mevcut. Listeye bir de ‘dört kişilik sofra yemekleri’ bölümü eklenmiş. Burada kuzu kapama, marul yaprağında kuzu incik, sarma, mevsimine göre patatesli kuzu kokoreç, domuz kol, balık buğulama yer alıyor.

2 Replies to “Jash”

  1. Merve Sayıner

    Geçen sene keşfettiğim bu mekan cihangirde gittiğim tek mekan oldu.
    Gerek lezzetli yemekleri gerekse huzurlu ortamı,benim için vazgeçilmez…
    Sakın bozulmayın.

  2. ozgur

    Yorum yazma aliskanligim pek yoktur, yorumlara itibar etmeyi de tercih etmiyorum cunku dogal olarak yorumlar fazlasiyla kisisel ve cogunlukla anlik, o anda yaninizda kim oldugundan psikolojinizin nasil olduguna dair bircok etmenden etkilenmis oluyorlar (ki bu cok normal:)). Ben bu restoranda yasadigim kotu tecrubeyi yazacagim, size de bir fikir verebilir.

    Kiz arkdasimin dogumgunu icin kalabalik bir grup (~30 kisi) gittik buraya. Ana yemek servisi yapilirken, 5 ya da 6 arkadasimizin oturdugu bir masaya sadece 1 tabak kofte geldi. Yaninda puresi, yesillikleri vs. ve masadaki kisi sayisi kadar kofte (5 taneydi yanlis hatirlamiyorsam) vardi tabakta. Garsonu cagirdim, sadece 1 tabak gelmesinin aldiklari ucrete gore cok az oldugunu vs. vs. anlattim. Garson ben bilmem bashekime sor dedi. O geldi. Bu kadar kisiden aldiginiz/alacaginiz paraya sadece bu tabagi getirmeniz icinize siniyor mu dedim. Ickinin limitsiz olmasindan baslayip daha once getirdikleri mezelere dair konunun etrafinda dolasan cevaplar verdi. Sorumu birkac kez yineledim. Vucut dili ve asabiyeti onun da icine sinmedigini gosteriyordu ama haksiz duruma dusmemek icin herhalde “evet siniyor” dedi. Zaten burasi gibi adina meyhane diyen bircok yerde, “hemen ickiler icilmeye baslansin, mezeler gelsin, hop ana yemek gelsin, tabaklar temizlensin, hop meyveler tatlilar gelsin, kahveler icilsin, hesap odensin, ee hadi cekin gidin” atmosferi iyice artmaya basladi. Bizler de nasil bir motivasyonla bu sisteme uyduysak, isletmeciler, garsonlar da kendilerini baya hakli goruyorlar bize boyle kostur kostur yemek yedirirken.

    Adam basi 1’er koftemizi yedikten sonra (ki onun da zamanlamasini garson belirliyor, servisten 45 dakika sonra tabagimda koftenin yarisi duruyorsa bu ona bir sey ifade etmiyor, cunku artik meyve/tatli vakti, tabaklar degismeli) ben tabagimla oynarken, bir seyler atistirirken garson tabaklari toplamaya basladi. Ben dedim daha raki iciyorum, toplama. Benim tabagi birakti, masadaki diger yesillik, meze vs. toplamaya basladi. Dedim birader ben daha atistiriyorum, kalsin tabaklar. Bana asabiyet yapma deyip gogsunu sisirmeye, icindeki kirmanco gogsune sigmiyormus gibi gomleginin dugmelerini koparir gibi hareketler yapmaya basladi. Allah allah dedim, ben de firladim ayaga. N’apiyosun sen birader. Velev ki ben haksizim, sen yaptiginin farkinda misin! 100 TL’ye ana yemek diye verdiginiz 1 kofteyi begenmedigim icin dalaydik bir de istersen birbirimize.

    Restorandan cikarken de nakit 100, kartla odeyecekseniz 110 TL’ydi gibisinden 2000’li yillar benzincisi tavri da takindilar herseyin ustune.

    Gordugumuz muamele kalabalik/grup olmaktan kaynaklaniyorsa, grup rezervasyonu almayan yerler var, deseydiniz ki grup yapmiyoruz, yaparsak da hizmetten bahsetmiyoruz, biz de gruba gelmezdik, size sıkıntı bize dert olmazdi. Bastan sona, keyif almak bir yana oldukca huzursuz oldugum bir tecrube oldu. Kendi adima bir daha gitmeyi dusunmem, sorana da tavsiye etmem.

Comments are closed.